TECNİS
Bir çift ben eylesin seni Yaradan,
Ak gerdanda, al yanakta yüzde gel.
Ya sev, kurtar beni sen bu yaradan,
Ya da kurban et, derimi yüz de gel.
Gözlerimden döke döke yaşımı,
Fidan iken kuru ettin yaşımı,
Dilerim uzatır Mevlâ’m yaşımı,
Ömrüm varsa seksen, doksan, yüzde gel.
Rasim der ki cefa adın, kan adın,
Yara oldun hep içimde kanadın,
Nazlı yarim kırık ise kanadın,
Gönlümün gölüne girip yüzde gel.
Rasim KÖROĞLU
ARADIM
Tükettim ayları, bitirdim günü,
Yıllarda aradım nazlı yar seni,
Kaybettim kendimi, şaşırdım yönü,
Yollarda aradım nazlı yar seni.
Gözümün yaşını döktüm mendile,
Almadı dereler aktı nafile,
Dolaştım sahrayı, döküldüm Nil'e
Çöllerde aradım nazlı yar seni.
Dışıma vurunca aşkın ataşı,
Tutuştu dünyanın öteki başı,
Isıttım toprağı, erittim taşı,
Küllerde aradım nazlı yar seni.
Güllerin bülbüle buymuş mirası,
Her yanımı sardı diken yarası,
Alaca karanlık, seher sırası,
Güllerde aradım nazlı yar seni.
Kandırdın Rasim'i cilve naz ile,
Anlatılmaz derdim üç beş söz ile,
Paylaştım hepsini sarı saz ile,
Tellerde aradım nazlı yar seni.
Rasim KÖROĞLU
YEDEKLİ KOŞMA
Sarı saçı ince belin üstüne
Döktükçe yakarsın içimi güzel
Yavru ceylan gibi yolum üstüne
Çıktıkça yakarsın içimi güzel
Gerdan güzel saç güzel
Gerdanını aç güzel
Gündüz gören kör olur
Gece vakti geç güzel
Dururken karşımda ay gibi yüzle
Anlatmak kolay mı şiirle, sözle
Hilal kaş altından buğulu gözle
Baktıkça yakarsın içimi güzel
Cilve güzel naz güzel
Endam güzel yüz güzel
Kâinatın içinde
Yâri gören göz güzel
Neredir vatanın, neredir köyün
Huri mi, melek mi, peri mi soyun
Tatlı tatlı gülüp usulca boyun
Büktükçe yakarsın içimi güzel
Huri güzel sen güzel
Bedeninde ten güzel
Darılmasın melekler
Yârim sensin en güzel
Rasim’im bir garip ozana döndüm
Dermansız dertleri yazana döndüm
Deryayı kaynatır kazana döndüm
Yaktıkça yakarsın içimi güzel
Sensiz olmam zor güzel
Dünya bana dar güzel
Yıldızlar yas tutsun
Ay altında vur güzel
Rasim KÖROĞLU
SAÇLARIN
Bazı gider gönül denen dergâha
Yol olur garibe, ere saçların
Bazı şeytan olur sokar günaha
Belki günde yüz bin kere saçların
Düşürür havaya, suya cemreyi
Ateşe çevirir her bir zerreyi
Kavurur semayı, yakar kürreyi
Dokunsa toprağa, yere saçların
Omuzlardan iner bele dolanır,
Gördükçe derdime dertler ulanır
Coşkun çaylar gibi akar bulanır
Gözümün yaşına dere saçların
Aşkın od’u yakıp dağlamış derler
Onun için kara bağlamış derler
O da Rasim gibi ağlamış derler
Değmesin sinende tere saçların.
Rasim KÖROĞLU
AYAKLI KOŞMA
Bu ne hal başımda elli yaşımda
Bir güzel düşümde gezer eğlenir
tozar eğlenir
İçimde dışımda her an peşimde
yaramı döşümde ezer eğlenir
üzer eğlenir
Oku destanımı gör isyanımı
Kül etti han'ımı yaktı canımı
Kesti dermanımı döktü kanımı
Ölüm fermanımı yazar eğlenir
çizer eğlenir
Yara aldım oktan Rasim der çoktan
Ölürüm firaktan yari meraktan
Çıkar da konaktan geçer ıraktan
Halimi uzaktan süzer eğlenir
sezer eğlenir
Rasim KÖROĞLU
MUSAMMAT KOŞMA
Sevdiğim ben sana hep yana yana
Boynumu bir yana büktüm ağladım
Ölüm var her cana düşmem isyana
Derdimi Rahman'a döktüm ağladım
Güven yok dünyaya benzer rüyaya
Temelsiz binaya boş bir hülyaya
El açıp Mevla'ya durdum duaya
Sel olup deryaya aktım ağladım
Rasim bir fukara düştü efkara
Kapanmaz bu yara kim gelip sara
Sis çöktü dağlara oldu kapkara
Yattığın mezara baktım ağladım
Rasim KÖROĞLU
BEYİT ŞEKİLNDE VEZN-İ AHER
Ey nazlı dilber / ay yüzlü dilber / gel gizli dilber / kimden kaçarsın
Kimden kaçarsın / yüksek uçarsın / durmaz geçersin / ey nazlı dilber
Korsun ateşsin / kalbimde eşsin / sen bir güneşsin / gökten bakarsın
Gökten bakarsın / baksan yakarsın / akşam çıkarsın / ay yüzlü dilber
Derdim var arsız / gezdim umarsız / ömrüm uzar kız / sevsen yürekten
Sevsen yürekten / korkmam felekten / sessiz yolaktan / gel gizli dilber
Gerçek seven yar / gönlünde efkar / bir tek Rasim var / kimden kaçarsın
Kimde kaçarsın / gel gizli dilber / ay yüzlü dilber / ey nazlı dilber
Rasim KÖROĞLU
ZİNCİRLEME VEZN-İ AHER
Haktan biçilmiş / aldan seçilmiş
Aldan seçilmiş / bir bir açılmış
Bir bir açılmış / yanakta güller
Yanakta güller / gelsin güzeller
Bir bir açılmış / yanakta güller
Yanakta güller / gelsin güzeller
Gelsin güzeller / kıvraksa beller
Kıvraksa beller / sarsın bu eller
Sarsam da azdır / hep cilve nazdır
Hep cilve nazdır / kardan beyazdır
Kardan beyazdır / gerdanda aklar
Gerdanda aklar / benden mi saklar
Kardan beyazdır / gerdanda aklar
Gerdanda aklar / benden mi saklar
Benden mi saklar / öpsün dudaklar
Öpsün dudaklar / tatsın bu diller
Gör hey Rasim gör / gel olma sen kör
Gel olma sen kör / aşk öyle nankör
Aşk öyle nankör / bak sen de kandın
Bak sen de kandın / çok geç uyandın
Aşk öyle nankör / bak sen de kandın
Bak sen de kandın / çok geç uyandın
Çok geç uyandın / yandıkça yandın
Yandıkça yandın / savruldu küller
Rasim KÖROĞLU
Kalıbı: müstef'ilatün / müstef'ilatün
Bir çift ben eylesin seni Yaradan,
Ak gerdanda, al yanakta yüzde gel.
Ya sev, kurtar beni sen bu yaradan,
Ya da kurban et, derimi yüz de gel.
Gözlerimden döke döke yaşımı,
Fidan iken kuru ettin yaşımı,
Dilerim uzatır Mevlâ’m yaşımı,
Ömrüm varsa seksen, doksan, yüzde gel.
Rasim der ki cefa adın, kan adın,
Yara oldun hep içimde kanadın,
Nazlı yarim kırık ise kanadın,
Gönlümün gölüne girip yüzde gel.
Rasim KÖROĞLU
ARADIM
Tükettim ayları, bitirdim günü,
Yıllarda aradım nazlı yar seni,
Kaybettim kendimi, şaşırdım yönü,
Yollarda aradım nazlı yar seni.
Gözümün yaşını döktüm mendile,
Almadı dereler aktı nafile,
Dolaştım sahrayı, döküldüm Nil'e
Çöllerde aradım nazlı yar seni.
Dışıma vurunca aşkın ataşı,
Tutuştu dünyanın öteki başı,
Isıttım toprağı, erittim taşı,
Küllerde aradım nazlı yar seni.
Güllerin bülbüle buymuş mirası,
Her yanımı sardı diken yarası,
Alaca karanlık, seher sırası,
Güllerde aradım nazlı yar seni.
Kandırdın Rasim'i cilve naz ile,
Anlatılmaz derdim üç beş söz ile,
Paylaştım hepsini sarı saz ile,
Tellerde aradım nazlı yar seni.
Rasim KÖROĞLU
YEDEKLİ KOŞMA
Sarı saçı ince belin üstüne
Döktükçe yakarsın içimi güzel
Yavru ceylan gibi yolum üstüne
Çıktıkça yakarsın içimi güzel
Gerdan güzel saç güzel
Gerdanını aç güzel
Gündüz gören kör olur
Gece vakti geç güzel
Dururken karşımda ay gibi yüzle
Anlatmak kolay mı şiirle, sözle
Hilal kaş altından buğulu gözle
Baktıkça yakarsın içimi güzel
Cilve güzel naz güzel
Endam güzel yüz güzel
Kâinatın içinde
Yâri gören göz güzel
Neredir vatanın, neredir köyün
Huri mi, melek mi, peri mi soyun
Tatlı tatlı gülüp usulca boyun
Büktükçe yakarsın içimi güzel
Huri güzel sen güzel
Bedeninde ten güzel
Darılmasın melekler
Yârim sensin en güzel
Rasim’im bir garip ozana döndüm
Dermansız dertleri yazana döndüm
Deryayı kaynatır kazana döndüm
Yaktıkça yakarsın içimi güzel
Sensiz olmam zor güzel
Dünya bana dar güzel
Yıldızlar yas tutsun
Ay altında vur güzel
Rasim KÖROĞLU
SAÇLARIN
Bazı gider gönül denen dergâha
Yol olur garibe, ere saçların
Bazı şeytan olur sokar günaha
Belki günde yüz bin kere saçların
Düşürür havaya, suya cemreyi
Ateşe çevirir her bir zerreyi
Kavurur semayı, yakar kürreyi
Dokunsa toprağa, yere saçların
Omuzlardan iner bele dolanır,
Gördükçe derdime dertler ulanır
Coşkun çaylar gibi akar bulanır
Gözümün yaşına dere saçların
Aşkın od’u yakıp dağlamış derler
Onun için kara bağlamış derler
O da Rasim gibi ağlamış derler
Değmesin sinende tere saçların.
Rasim KÖROĞLU
AYAKLI KOŞMA
Bu ne hal başımda elli yaşımda
Bir güzel düşümde gezer eğlenir
tozar eğlenir
İçimde dışımda her an peşimde
yaramı döşümde ezer eğlenir
üzer eğlenir
Oku destanımı gör isyanımı
Kül etti han'ımı yaktı canımı
Kesti dermanımı döktü kanımı
Ölüm fermanımı yazar eğlenir
çizer eğlenir
Yara aldım oktan Rasim der çoktan
Ölürüm firaktan yari meraktan
Çıkar da konaktan geçer ıraktan
Halimi uzaktan süzer eğlenir
sezer eğlenir
Rasim KÖROĞLU
MUSAMMAT KOŞMA
Sevdiğim ben sana hep yana yana
Boynumu bir yana büktüm ağladım
Ölüm var her cana düşmem isyana
Derdimi Rahman'a döktüm ağladım
Güven yok dünyaya benzer rüyaya
Temelsiz binaya boş bir hülyaya
El açıp Mevla'ya durdum duaya
Sel olup deryaya aktım ağladım
Rasim bir fukara düştü efkara
Kapanmaz bu yara kim gelip sara
Sis çöktü dağlara oldu kapkara
Yattığın mezara baktım ağladım
Rasim KÖROĞLU
BEYİT ŞEKİLNDE VEZN-İ AHER
Ey nazlı dilber / ay yüzlü dilber / gel gizli dilber / kimden kaçarsın
Kimden kaçarsın / yüksek uçarsın / durmaz geçersin / ey nazlı dilber
Korsun ateşsin / kalbimde eşsin / sen bir güneşsin / gökten bakarsın
Gökten bakarsın / baksan yakarsın / akşam çıkarsın / ay yüzlü dilber
Derdim var arsız / gezdim umarsız / ömrüm uzar kız / sevsen yürekten
Sevsen yürekten / korkmam felekten / sessiz yolaktan / gel gizli dilber
Gerçek seven yar / gönlünde efkar / bir tek Rasim var / kimden kaçarsın
Kimde kaçarsın / gel gizli dilber / ay yüzlü dilber / ey nazlı dilber
Rasim KÖROĞLU
ZİNCİRLEME VEZN-İ AHER
Haktan biçilmiş / aldan seçilmiş
Aldan seçilmiş / bir bir açılmış
Bir bir açılmış / yanakta güller
Yanakta güller / gelsin güzeller
Bir bir açılmış / yanakta güller
Yanakta güller / gelsin güzeller
Gelsin güzeller / kıvraksa beller
Kıvraksa beller / sarsın bu eller
Sarsam da azdır / hep cilve nazdır
Hep cilve nazdır / kardan beyazdır
Kardan beyazdır / gerdanda aklar
Gerdanda aklar / benden mi saklar
Kardan beyazdır / gerdanda aklar
Gerdanda aklar / benden mi saklar
Benden mi saklar / öpsün dudaklar
Öpsün dudaklar / tatsın bu diller
Gör hey Rasim gör / gel olma sen kör
Gel olma sen kör / aşk öyle nankör
Aşk öyle nankör / bak sen de kandın
Bak sen de kandın / çok geç uyandın
Aşk öyle nankör / bak sen de kandın
Bak sen de kandın / çok geç uyandın
Çok geç uyandın / yandıkça yandın
Yandıkça yandın / savruldu küller
Rasim KÖROĞLU
Kalıbı: müstef'ilatün / müstef'ilatün