Aşk Mektupları -Sevgi Mektupları -Sevgiliye Mektup

Aşk'a İnanmışt'ı

Genel Yönetici
Staff member
Katılım
28 Mart 2008
Mesajlar
23.243
Tepki puanı
2.147
Puanları
163
Yaş
40
Bulunduğu Yer
ŞANLIURFA
Tuttuğu Takım
GALATASARAY
Askerime ilk mektubum onunla beraber gitti...

Bu sana ilk mektubum askerim,
yazıp da göndermediğim...
İçerisinde şimdiden biriken hasretim,küçücük yüreğimle koskoca sevgim ve gelişini heyecanla bekleyişim var...
Bizi yanında götürüyorsun sevgilim,yalnız değilsin...
Sakın ne yapar ne eder deme ,senin kadının güçlüdür bilirsin...
Bunca zaman ki ben seni tanımadan bekledim.... Şimdi adımsın,candamarımsın,yine bekleyeceğim...
Sakın hasretine yenik düşüp,moralini bozma askerim...
Ben de burada hissederim...İster misin ki üzüleyim?
Askerim, ne kokuna doyabildim ,ne gözlerine,ne sevgine...
Ama seni aldığı gibi verecek askerliğin...
Hem artık espri olsun diye değil sen varsın diye "ben bilmem !benim kocam asker" diyeceğim :)
Bu sana ilk mektubum ve onu da yanında götürüyorsun...
Resimlerimize bakıp ağlayayım deme sakın!Gözyaşların hıçkırık olur takılır boğazıma,nefes alamam sonra yüreğim burkulur...
Güçlüsün sen!Benimsin! Seninim!
Ben seni bıraktığından iyi karşılamak için kendime iyi bakacağım, sen de karşıma iyi çıkmak için kendine çok iyi bak...
Sakın salma kendini... Dönüşün fırtına gibi olsun,gidişi sessizdi gelişinden belli bu benim Sevgilim diyeyim..
Ben , sen gelene kadar en çok gözlerini özleyeceğim...Yok yok...kokunu ...
hayıııırr, ellerini ...off aşkım ben seni özleyeceğim...herşeyinle,her halinle :)
Sonra soranlara gururla söyleyeceğim adını...Benim uğurum asker diyeceğim...
ehh sen gelene kadar çok özlersem oyuncak ayımla uyurum :KK43: ama merak etme dişi ayı o pembe pembe :)
Kıskanma diye söylüyorum işte :)
İşte kısacası askerim,seni çok seviyorum ve seni yolcu ettiğim yerde gelişini de bekleyeceğim...
 
masalımız

bir varmış bir yokmuş
evvel zaman içinde kalbur saman içinde, birbirlerinden habersiz hayatlarını sürdüren bir erkek ve bir kız varmış
erkeğin adı onur, kızın adı sedef...
onurla sedef birbirlerini tanımıyolarmış. ama ortak arkadaşları varmış
kader işte =)
bir gün onur ortak arkadaşlarının telefonunda bi kızın fotoğrafını görmüş
kızı çooooookkkk aşırı beğenmiş =)
bu kız da kim olsun? Tabii kiiii sedefmişşşş. Başka kimse olamaz zaten
neyse devam edelim..
onur bu ortak arkadaşına yalvarmış da yalvarmış, onun ayaklarına kapanmış, sedefi ona ayarlasın diye günlerce, haftalarca, yıllarca dil dökmüş
ama ne var ki sedef feministmiş, hiçbir erkeği istemezmiş hayatında.
Yani onurun işi zor..
Bir gün ortak arkadaşları bi şansını denemek istemiş ve onurun fotoğrafını sedefe göstermiş
Sedef hoş bulmuş ama öylesine bakmış yaniii, hoş deyip geçmiş, sözdeeee
Belki de çok beğenmiş ama kendini evlenmicem diye koşullandırdığından, bunu kendine itiraf etmeye korkmuş
Günler günleri kovalarken onur sedefle buluşmak istemiş. Ama ne istemek resmen bunun için can atıyomuş. İlle de sedefi görcem sedefi görcem diyomuş
Sedef buluşmak istemiyormuş
Ama onur aşık ya, ee aşk bekler miiiii? Beklemezzzz
Onur almış başını düşmüş yollara.. az gitmiş, uz gitmiş, dere tepe düz gitmiş..
Varmış sedefin yanına
İşte o an… aşk meleği sedefin üzerine sihirli, pembe tozlardan oluşan peri tozu dökmüş
Sedef onuru görünceee, onur sedefi görünceee, işte o zaman ilk görüşte aşk denen duygu çıkmış ortaya
Sedefin gözleri parlamış, onurun yüreği küt küt atmış
İkisinin de elleri titremiş
İkisinin de midelerinde kelebekler uçuşmaya başlamış
İkisinin de yanakları al al olmuş
İkisi de 3 kasım 2005teki soğuk havaya rağmen terlemiş
İkisi de bulutların üzerinde uçuyolarmış
Günler günleri kovalamış, haftalar haftaları, yıllar yılları..
Ve onlar her zaman bu duyguları yaşamışlar
Her geçen gün yeniden, aşık olmuşlar
Bi öncekinden daha fazla, hep daha fazla..
Peri tozu etkisini hiç yitirmemiş
Hep aşkla kalmışlar
Günlerden bir gün onur sedefine muhteşem bir tektaşla evlenme teklifi etmiş
Sedef zaten dünden razıymış =) hemen kabul etmişşş
Düğünde sedef beyaz gelinliğinin içinde prensesler gibi olmuş
Damat onur bey de prensler gibi..
Prensimiz düğünü 12 ye kadar bitirtmemiş =) prensesiyle karşılıklı göbek atmışlar
Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine
Daha bitmedi..
5 yıl sonra…
Sedef ve onur hastanedeler
Sedef doğum yapar ve bir kızı olur
Doktorlar minik prensesi babişkoya verirler
Babişko kızını nasıl tutacağını bilemez, düşürmekten korkar
Elleriyle kollarıyla hiç bırakmıcakmış gibi sımsıkı tutar kızını
Onur kızının yüzüne baktığında karısının yüzünü görür
Minik prenses tıpatıp annesine benzer
Yanakları tombiş tombiş, gözleri siyah saçları siyah, teni bembeyazzz
Haa bir de kaşları çatık =)
Anne sedef ve baba onur bu minik prenseslerinin adını masal koyarlar
Masal gibi bir aşkın meyvesine masal dışında hangi ismi vermek yakışırdı ki?
Seni seviyorum canımmmm
İyi ki varsın ki bu masalı yazıyoruz seninle
İyi ki doğmuşsun ki bana masal gibi bi hayat yaşatıyosun
Ne zaman için sıkılsa, üzülsen, ağlasan
Hayat sana zevk vermese
Her şeyden herkesten bıkmış olsan
Kızsan küssen hayata, hatta bana bile
Elin bu defteri arasın
Taptığın aşkın kuranı olsun bu defter yüreğinde..
Ona sığın
Aşkımıza, masalımıza..
Yüreğini ferahlatacak bir mucize gibi düşün
Benim peri tozum nasıl bir mucizeyi gerçekleştirdiyse, bu da senin peri tozun olsun
O peri tozunu sen verdin bana 03.11.2005 de
Bu peri tozu da benden sana hediye olsun =)
Ya da bir gece uyuyamazsan ara beni
‘’hayatım uyuyamadım, masalımızı anlatır mısın’’de
‘’tamam koca bebeğim’’ diyeyim anlatayım masalımızı..
Ben daha yarısındayken sen uyuyakal mesela =)
İşte böylece sürsün gitsin hayat
Sana aşığım sevgilim
Ve hep aşık olacağım
SON
 
Şimdi ne yapıyorsun
Birgün daha geçti sensiz.
Ben yine aynı bilgisayar başında, radyomun sesini az açmış zamanımı ve işimi bitirmeye çalışıyorum.
Öyle hasretimki yıldızlar altında seninle oturmaya, Deniz kenarında oturup martıları izlemeye.
Hatırlarmısın izmit'in sıcak günlerinde yüzümüzü okşarcasına esen rüzgara doğru bir bankta otururduk, sen başını omzuma yaslar denizin ve sonsuz maviliğin birleştiği noktaya dalardın, Bende usulca saçlarını okşar esen yelin o büyüleyici serinliğine kendimi bırakırdım.
Şimdi binlerce kilometre uzaktayız, Bazan mesafelere isyan edesim geliyor çünkü en ihtiyacım olduğu an sana, yalnızlığım yanımda oluyor.
Yalnızlığım sarıyor senin yerine beni,
Yalnızlığım paylaşıyor tüm dertlerimi,
Yalnızlığıma haykırıyorum deli gibi sevdiğimi...

ahh yanımda olsan,
Deli gibi sarılsam sana, öyle hasretimki...
Elimi kalbime koyduğum her an seni yanımda bulacakmış gibi oluyorum.
Sessizce adını fısıldıyorum Gözlerimi kapayarak. Sıcaklığın sarıyor dört bir yanımı.
Buz gibi odam birden sıcacık bir mekana dönüşüyor.
Özlüyorum birtanem. Sensizlik çok zor, üşüyorum...

Yazıyorum şuan hissettiklerimi, yazmaya çalışmak kar etmiyor çünkü inan hissettiklerimi yazmaya kelimeler yetmiyor. Meğer ne kifayetsizmiş sözcükler aşkın yanında, Gözlerine bir kere bakmam bir romanı yazmama yeter.
Hiç bir şey yerini tutmuyor senin.
soğuk klavyemin tıngırtıları beynimi kemiriyor adeta, Yoksun sevdiğim yoksun işte...
Müziğin her notasında sen varsın sanki
Bak ne diyor şarkıda , Onur Akın

"Geceyi sana yazdım sızımı sana
Tutundum güzel sesine tenine tutundum..."
Yanarım sana....

Sensizim sana koştum iklimler boyu
Uykular yanan liman uykular haram
bir vapur geçer dalgasında savrulan ben
dön yürek yurduma evine dön
...
Yanarım sana...

Bir gece daha geçti en insafsızından, ayrı kalmak ne zormuş be cancağzım.

Yetmiyor yazmak hasretimi gidermeye
Yetmiyor hiçbirşey senin özlemini gidermeye.
Anladım ben sensizken yarım kalmış bir roman gibi anlamsızım.
Unutma sevdiğim,
ne kadar uzakta olursam olayım yine sendeyim.
Birgün uzaklarda yakın olur, önemli olan YÜREKLER BİR OLSUN:asigim:

alıntı
 
Sevgiliye yazılan mektup
Canım benim , sana olan sevgimi ne kadar anlatsam ,saatler günler,kısacası ömrüm bile yetmez. Öyleki her an seni yaşamak istiyorum. Ben ki yanlızlıktan üşürken sen çıktın karşıma, ısıttın can verdin bana… Seninle buldum hayattaki mutluluğu,huzuru… Görüştüğümüz zamanlar ,gözlerinde ki ışığa dalıp gidiyorum. Kısacası unutuyorum tüm sıkıntılarımı, dertlerimi. Ama daha fazlasını istiyorum artık, dizine yatmak, her gece koklamak, saçlarını okşamak,seni izlemek istiyorum…
O kadar temiz bir yüreğin var ki bunu herkez hissedemez. Yüreğin yumuşacık ve bir o kadar da büyük.En çokta bu yüreğindeki büyüklüğe aşığım… Bazen oluyor ki haykırmak istiyorum, yoksun diye yanımda. Çıldırıyorum sanki bir tuhaf oluyorum, sonrada oturup ağlıyorum yokluğuna. Diyorum kendi kendime ne zaman ahhh ne zaman yanımda olacaksın… Yanımdayken yada telefonda çok kızdırıyorum seni biliyorum. Bunlar hep seni isteyip arzulamamdandır. Alttan al aşkım olur mu? Şunu bil seni çok çok çok seviyorum….
Gece yıldızlara bakarken belki sende bakıyorsundur diye bakıyorum. Hatta en parlak yıldıza senin adını verdim. Canımı bile veririm senin için ben. Her gece yastığa başımı koyduğum da elbet sarılıp uyuyacağım aşkımla diyerek uykuya dalıyorum. ALLAH' TAN seni diliyorum.
Hazinem, canım herkesin altınları akçeleri elmasları yani hazineleri olur benim hazinem ise sensin degeri çok büyük… Korkuyorum bu bulunmaz hazineyi kaybederim diye. Sonra diyorum Allah'ım bu kez olmaz bu kez kaybetmemeliyim…
Gecenin karanlığı bana öyle şeyler düşündürüyor ki anlatamam. Hatalarım, pişmanlıklarım, düşüncelerim beynimde savaş veriyorlar. Bir de özlemlerim var tabi. Benim özlemim geleceğim ve geleceğimin içinde ki sensin. Evet bana göre çok büyük bir aşk yaşıyoruz. Ama korkularımda var.Hani bir şeyi çok seversin değer verirsin bütün huzurun ona bağlıdır. Bir süre sonra değer verdiğin şeyi kaybettiğinde dünya başına yıkıldı sanırsın ve çok büyük bir acı duyarsın. Ben daha önce yaşadım bunları… Seni kaybetmeyi düşündüğümde de aynı acıyı duyuyorum, hatta daha büyük bir acı…
Artık anladın mı? seni ne kadar büyük bir aşkla sevdiğimi…
Sensiz yaşanılacak olan bir hayata atılmaktan korkuyorum. Böyle bir hayatta ayakta kalabileceğimi hiç sanmıyorum.Seni sevmek mutluluksa ben çok mutluyum. Seninde mutlu olduğunu biliyorum. Bu mutluluğum hiç bitmeyecek.
Çünkü seni hep SEVECEĞİMMMM…..
 
Senden ayrı
Senden ayrı saatler gün, günler yıl, yıllar mevsiz, mevsimler asır gibi... senden ayrı kalbimde dinmeyen bir sızı... hasretenden örülü bir özlem kaneviçesi hayat; dokusu gözyaşı, ilmegi ızdırap, düğümü çile olan.. senden ayrı gözlerim buğulu, yüreğim uğultulu tepeler gibi feryatlı figanlı. dudaklarımda serenatlar, senilerimde dualar, ellerimde bilekçeler, kalamlemimde sana özlemle yazılmış dilekceler...
Senden ayrı baharlar kış, kışlar ise zemheri oldu. Yıldızları söndü mehtabın. Asuman karardı, karardıkça karardı, zalam zalam geceye döndü... Senden ayrı içimde binbir burkuntu. 'Gel!' çağrılarıyla örülü bir melodi özümde. Sözümde bir orman yangını; her alevi hasret, her kıvılcımı özlem yüklü. Senden ayrı acılarım katmerlendi. Dizlerim daha da dermansız kaldı. Kalbim taşıyamıyor yükü, ruhumun kanadı kırık bir yaralı kuş gibi kuytularda gizlenmeye durmuş. Kalbi küt küt. Her taraf avcı, hem de acımasız sayyadlar... Gözlerim dolu, sinem de dolu... Yolu görüyorum ama öncüm yok; yol gösteren uzakta, kalbimi ona bağlayıp, hislerimle yakalamaya çalışıyorum düşüncelerini, rüyalarımla anlamaya çalışıyorum. Bazen kaşları çatık bir silüet giriyor hayallerimi, bazen kederli bir çehre rüyalarıma.. Ama gülümsediği de oluyor. Bana selâm gönderdiği de... Gece yakarışlarında, gündüz açlık ve susuzluk anlarında çakıyor bir gamze gibi ufkumda...
Çakırkeyf olduğumuz dakikalar yüz çizgileri kederli bir görüntü, iki büklüm inleyen bir muzdarip, çizgileri keder tufanıyla buruk bir bakış, zonklayan bir şakak, yücelere açılmış bir çift el gördüğümüz.. Senden ayrı içim sızım sızım. Yalnızlık kol geziyor obamda, ovamda. Kimsesiz yavrulara döndüm.. Yetim ve öksüz.... Ey özüme binlerce kıvılcım salan ateş dokulu yürek! Ey soluğuyla içime bahar dirilişi sunan! yitik cennetimi avuçlarıma koyangüzel, elmas kalem sahibi! Gel!...
Ve hasretimiz ebedi bitsin....
 
Yağmur Çiçeğim
Sen umudun sabahında dağ çiçekleri ve dağlara serilen sabah güneşi kadar güzeldin Yağmur Çiçeğim. Günaydınım, gülaydınlığımdın benim.
Seninle bir rüya gibiydi hayat. Ve biz o rüyada kuşlar gibi hafiftik. Yüreğimiz gökyüzü kadar engin, bulutlar kadar beyazdı. Her gözlerimi açtığımda, her kapattığımda seni görürdüm karşımda…
Ellerimi her uzattığımda ellerini bulurdum. Bütün güzellikleri, sevinçleri yalnız sende yaşardım. Sensiz hayatın ne kadar boş, anlamsız olduğunu, sensiz kalınca öğrendim Yağmur Çiçeğim…
Bir gün çekip gittin, her şeyimi kaybettim. Yaşama sevincimi, direncimi, gülüşümü, mutluluğumu, yaşama dair ne varsa hepsini kaybettim, her şeyim yerle bir oldu.... Uçurum başlarında, duvar diplerinde kaldım. Kimse aramadı, sormadı... Tut ellerimden alıp beni dağlara gönül güneşim. Üşüyorum... Üşüyorum... Güneşe ulaşılmazlığı bilerek soluğunun sıcaklığına sığınmak istiyorum. Sıcak yüreğine gereksinimim var... Biliyorum benden çok uzaklarada bir yerdesin, sana ulaşmaya gücüm yok...
Ey gönülçiçeğim... Ey ayışığım... Aytanem, nurtanem, birtanem... Sen olmadan nasıl bakarım gökyüzünün maviliğine. Nasıl bakarım engin denizlere, hayat bir dalgaysa eğer... Nasıl yürür sularda sandalım, rüzgarın olmadan, dolmadan iliklerime sevdanın iksiri, ufuklara nasıl açılabilirim...
Sen deniz olsan kanasan ben dalgan olurum
Kimsesiz kalsan ağlasan ben dünyan olurum
Sen ateş olsan yansan ben duman olurum
Bir ömür yüreğimde saklarım seni, unutma
Yağmur Çiçeğim, canımdın sen anlıyor musun? Ayışığımdın, her şeyimdin benim. Yaşamın adı, sevginin tadıydın. Seninle yaşadığımı hissediyordum ancak. Neye dokunsam sen olurdun, nereye baksam seni görürdüm aynalarda, ne yana dönsem sen dururdun karşımda. Aksın vururdu sulara...
Yanımda olduğun zamanlar dünyanın en mutlu insanı olurdum. Zamanın geçmesini asla istemezdim. Sensiz dakikalar yıl gibi uzar ve geçmek bilmezdi zaman. İsterdim ki, her an yanımda olasın. Her dakika gözlerinin derinliğinde yitip gideyim. Çünkü kendimi en mutlu, en güvende hisettiğim anlar, senin yanında olduğum anlardı...
Yüreğimdekileri her gece kağıtlara dokuyarak, her sabah seher yellerine okuyarak uzak çığırlara, uzak yollara savuruyorum şimdi...
Rüzgarsaçlım sende ansızın bir rüzgar gibi esip girmiştin gönlüme, rüzgarın savurduğu yapraklar gibi de çekip gittin ve her şey bitti. Şimdi yüreğim paramparça, hasretim çöl yangını, her ah çekişte tütüyor içim...
Sen gittin masal bitti, hayatla mücadele saflarımın hepsini kaybettim. Bu yalancı dünyada tek gerçeğim, tek yaşama nedenimdin… Tek dayanağım, yaşama kaynağımdın…
Karanlık bir uçurumun kenarında düştüm, düşeceğim şimdi. Hiç bir dayanağım, tutamağım kalmadı artık…
Aradan geçen bunca zaman, senden aldığım yaramı iyileştirmedi. Hala mutsuz, hala bedbaht ve sensizim…
 
Back
Yukarı