Aşk'a İnanmışt'ı

Genel Yönetici
Staff member
Katılım
28 Mart 2008
Mesajlar
23.246
Tepki puanı
2.148
Puanları
163
Yaş
40
Bulunduğu Yer
ŞANLIURFA
Tuttuğu Takım
GALATASARAY
Gazneliler, yani Gazne Devleti, İran asıllı Samani Devleti bünyesinde varlık gösteren Türk Boyları tarafından 968 yılında Kurulmuş, 225 yıl boyunca varlıklarını devam ettirip 1187 yılında Gurlular tarafından yıkılmışlardır.

Gazneliler, İran asıllı Samani Devleti bünyesinde varlık gösteren Türk Boyları tarafından 968 yılında Kurulmuş, 225 yıl boyunca İç Asya’nın güneyinde varlılarını devam ettirip, Asya’da yaşayan diğer Türk Devletleri Karahanlılar, Selçulular ve Oğuzlar ile komşu olmuş, 1187 yılında, İran-Tacik asıllı Gurlular tarafından yıkılmışlardır.
Gaznelilerin Kuruluşu
M.s. 2. Yy’da Hun Devletinin tamamen yıkılması ve Türk Yurdu Ötüken’in Çin Hakimiyeti altına girmesiyle batıya doğru yoğun göç hareketlerine girişen Hun Türkleri, Hazar Denizi, Afganistan, İran coğrafyalarına yayılmış, 800’lü yıllardan sonra Karahanlılar Devleti’nin İslâmiyet’i kabul etmesiyle Müslüman olmaya başlamış ve diğer Müslüman Devletlerle komşu olmuşlardı. İç ve Batı Asya’da Oldukça geniş bir Coğrafyaya yayılan Türk Boyları, 800-1000 yılları arasında hem büyük devletler kuruyor hem de pek çok devletin bünyesinde varlıklarını devam ettiriyorlardı. İç Asya’daki bu Türk Devletlerinden biri olan “Gazne Devleti” de, bugünkü Kuzey Hindistan coğrafyasında yaşayan İran kökenli Samani Devleti içerisinde kalabalık kitlelerle yaşayan toplumlar tarafından kurulmuş ve varlığını 225 yıl boyunca devam ettirmiştir.

Gazneliler’in tarih sahnesine çıktığı coğrafya olan Kuzey Hindistan bölgesi, 900’lü yıllardan itibaren İran Kökenli Samani Devletinin kontrolü altındaydı. Abbasilerin İran Coğrafyasında hakim hale gelmesiyle yurtlarında barınamayan Sasaniler(İranlılar), doğu İran topraklarına yerleşerek burada Sasanilerin devamı olan Samaniler Devletini kurulmuş ve Abbasiler ile mücadeleye girişmemek için doğuya ve güneye doğru yayılarak Kuzey Hindistan coğrafyasına ulaşarak bu bölgeye hakim hale gelmişlerdi.

Samaniler, Müslüman Abbasi’lerin hâkimiyeti altına girmeyi kabul etmemişlerdi ancak yine de Müslüman bir toplumdu. Abbasi hâkimiyetini kabul etmemelerinin sebebi ise, Abbasilerin hâkimiyet altına aldığı coğrafyalardaki yerel kültürel yapının yerine Arap kültürünü öne çıkartmalarıydı. Samaniler de bir anlamda kendi kültürlerini yaşatabilmek için yeni bir devlet kurma ihtiyacı hissetmişlerdi. Samaniler, kurdukları devlet ile Hindistan coğrafyasını hakimiyetleri altına alırken bir yandan da İslamiyet’i yayma ve İç Asya’da yaşayan Müslüman toplumları tebaası haline getirme gayreti içerisine girişmişlerdi. Bu gayretler neticesinde Türklerin yoğun olarak yaşadıkları İç Asya ve Maveraünnehir bölgelerine yakın olmaları nedeniyle yeni Müslüman olmuş ya da henüz Müslüman olmamış Türk Boylarını bünyesinde katarak güçlenmeye başladılar. Samanilerin bu gayretleri ile 900-950 yılları arasındaki dönemde yaklaşık 200 Bin Türk, İslamiyet’i kabul etmiş ve Samani Devletinin hâkimiyeti altına girmiştir.

Samaniler, Türk boylarını bünyesine katarak giderek güçleniyor ve Batı Asya’da söz sahibi bir ülke haline geliyordu. Bu durum kaçınılmaz olarak ülke içinde kalabalık kitleler halinde yaşayan Türk Boylarının hem askeri alanda hem de devletin yönetiminde söz sahibi hale gelmesine yol açtı. 900’lü yıllardan itibaren, Maveraünnehir bölgesinden yoğun olarak göç eden Türk boyları, Samani devleti bünyesine katılarak Müslüman oluyor, askeri, siyasi ve idari alanlarda söz sahibi duruma geliyorlardı. Nitekim 910’lu yıllardan itibaren Samaniler bünyesinde yaşayan Türkler vali, komutan ve idareci olarak ön plana çıkmaya başlamışlardır. Zira kültürel yapıları gereği boy-budun teşkilatlanmasına göre yaşana Türkler, tabi oldukları boy sistemini terk etmemiş ve teşkilatlanmalarını kendi liderleri etrafında devam ettirmişlerdi. Bunun yanında askeri vasıfları itibariyle Samani Ordusunda önemli görevler üstlenen Türkler, zamanla Samani savaşlarına yön vererek devletin yönetimine doğrudan tesir etmeye başladılar.

900’lü yıllardan itibaren yükselen ve güçlenen Samani Devleti, 950’li yıllarda önemli bir iç karışıklıkla karşı karşıya kaldı. Samani sarayında entrika ve çekişmeler yaşanıyor, bu çekişmeler ülke yönetimindeki düzeni olumsuz yönde etkiliyordu. Saltanat mücadelesi, Devlet yönetiminde inisiyatif sahibi makamların anlaşmazlıkları ve valilerin bu karmaşadan istifade ederek giriştikleri gayri yasal hareketler kontrol edilebilir olmaktan çıkmıştı. Bu tarihlerde, Samanilerin en nitelikli gücünü oluşturan Horasan Orduları’nın başında Alptegin adlı bir Türk kumandan bulunuyordu. Alptegin, Samanilerin yaşadığı saltanat mücadelesi ve saray entrikalarından faydalanmak maksadıyla Samani Baş Veziri Muhammed Belami ile işbirliği yaparak ortaklaşa belirledikleri bir Saltanat adayını Samani Tahtına geçirmeye teşebbüs ettiler (961). Ancak bu girişimleri ortaya çıkınca baş vezir Belami öldürüldü ve Alptegin hedef haline geldi. Başarılı olamayan bu girişimden sonra Alptegin, kendisine bağlı kalan az sayıdaki Türk Kökenli askerleriyle birlikte Samani Hâkimiyeti altında olmayan Gazne şehrine çekildi. Gazne, bu tarihlerde önemli bir şehir değildi ve büyük devletler tarafından sahiplenilmemişti. Gazne yakınlarında ise Levikler olarak anılan Hint kökenli küçük bölgesel bir yönetim hüküm sürüyordu. Alptegin, kendisine bağlı kalan az sayıdaki askeri gücü ile Levikler üzerine yürüyerek Gazne topraklarındaki hâkimiyetlerine son verdi ve hüküm sürdükleri coğrafyaya sahip çıkarak GaznelilerDevletinin temelini atmış oldu (962).
 
Özellikleri:

1. İslamiyetin Hindistan, Pakistan, Afganistan’da yerleşmesine yol açtılar.

2. Farklı milletleri egemenlikleri altına alarak büyük bir imparatorluk oluşturdular.

3. Resmi dil Arapçaydı ilimde de aynı dil kullanıldı. Edebiyatta Farsça ordu ve Halk Türkçe konuşuyordu.

4. Medreseler kuruldu. Bilim adamları şairler korundu.

5. Yönetim merkeziyetçi ve otoriter, vergiler ise ağırdı.

*** Karahanlıların Türk kültür ve geleneklerini sürdürmelerine karşın, Gazneliler Fars ve Arap kültürünü benimsemişlerdi.
 
Saltanat Mücadeleleri ve Gaznelilerin Zayıflaması

Gazneliler, Dandanakan hezimetinden sonra hem iç hem dış sorunlar yaşamaya başladılar. Sultan Mesut’dan sonra yerine, hükümdarlığı elinden aldığı ağabeyi Muhammed geçti. Ancak Sultan Mesut’un oğlu Mevdud, babasının öldürüldüğü haberini alınca Gazne’ye gelerek amcası Muhammed’i tahttan indirip yerine kendisi geçti. Mevdud, Gaznelilerin yeni hükümdarı olmuştu ancak ülke, Dandanakan mağlubiyetinden sonra hem Batı topraklarını hem de itibarını kaybetmiş durumdaydı. Üstelik Selçuklular, hâkimiyeti altındaki Merv, Horasan ve Fergana’dan sonra Dandanakan savaşı sonrasında Tohoristan ve Zemindaver’i de ele geçirmişlerdi. Sultan Mevdud, ilerleyen Selçuklu akınlarını durdurmak için komşu devletlerden yardım talep ederek zorda olsa Selçukluların ilerlemelerini durdurabilmişti. Ancak genç yaşına rağmen hastalanarak 1049 yılında ölünce Gazne Devleti içerisinde saltanat mücadeleleri baş gösterdi.

Sultan Mevdud’un ölümü üzerine yerine önce 2. Mesut çıktı. Sultan Mevdud’un oğlu bu durumu kabul etmeyince 2. Mesud’un yerine Sultan Mevdud’un kardeşi (Sultan Mahmut’un torunu) Ali yönetime geçirildi. Sultan Ali, saltanat ailesinin en yaşlı mensubu olan amcası Abdürreşit'i (1. Mahmu'un oğlu) kendisine rakip olmaması için hapse attırdı. Ancak Sultan Ali'nin bu hamlesi veziri ve ordu kumandanı olan Tuğrul Bozan'ın Abdürreşit'i hapisten çıkartıp ordusunu emrine vererek sultan ilan etmesiyle bertaraf oldu. Ordusunun amcası Abdürreşit'in elinde olduğunu göre Sultan Ali, kaçmaya çalışsa da yakalanarak öldürüldü ve Gaznelilerin hükümdarlığına Abdürreşit Han geçti.

Abdürreşit Han yönetime geçmişti ancak Gaznelilerin içinde bulunduğu zor durum ve iç zafiyetler saltanat makamına göz dikenlerin sayısını arttırmıştı. Yaşı oldukça ilerlemiş olan Abdürreşit, saltanat makamının saygınlığını yitirmesi sebebiyle makamını ele geçirmek isteyen kişilerle baş edememekteydi. Gazne Ordusunun başkumandanı Tuğrul Bey, ülkenin içinde bulunduğu zor durum ve saltanat kavgası sebebiyle zayıflayan Gazne Devletinin itibarını yeniden kazandırmak için yönetime el koydu ve tüm saltanat varislerini öldürerek hükümdarlığını ilan etti (1050).
 
Back
Yukarı