Aşk'a İnanmışt'ı

Genel Yönetici
Staff member
Katılım
28 Mart 2008
Mesajlar
23.246
Tepki puanı
2.148
Puanları
163
Yaş
40
Bulunduğu Yer
ŞANLIURFA
Tuttuğu Takım
GALATASARAY
Kahraman Tazeoğlu aşk sözleri

Hiç kimsenin iyi gelmediği yerden sarıyorsun yaralarımı, hiç kimsenin dokunamadığı yerden kanatıyorsun sonra.

Şimdi benim son diye bitirdiğime, kimbilir kimler ilk diye başlayacak.

Şimdi ne bugünsün, ne de yarın.. olsa olsa sadece bir yarım, ya da eksilen yanım.

Kimi insan, geçmişle geçememişi birbirine karıştırır. Halbuki, geçen iz bırakır, geçemeyen yara.

Gitsem kalmalar saldırıyor, kalsam gitmeler çağırıyor.!

Gözlerini gözlerime çakıp içime daldı. Baktığıydım ama gördüğü değildim..

Büyük seven kalbin acısı küçük olmaz…

Sen benim görmek için, Bakmaya bile gerek duymadığım ezberimsin.

Ben hiç mutluluktan delirmedim; Ama delirmekten mutluyum.

Ne tuhaf. İçimi acıtan da sendin, acımı dindirecek olan da.

Sevdamın sesi sessizliği soluyor şimdilerde, Sözlerime kilit, ağzıma mühür vurdum da Yine de susturamadım sen diye atan kalbimi.

Bilseydin ayrılığa yazgılanmış bir sevgiye açar mıydın yüreğini?

Her yara tende bir iz için, hatırlanması yasak bir giz için kabuk bağlar…

İncinecek hal kalmadı bende , sana bir tavsiye . . ! Vedalar soğuk olur , sıkı giyin.

Bir insan, iki kuyuya aynı anda gözlerinden düşebilir. İtme ! Ama Gitme. Daha saat ‘hoşçakal’ı göstermedi. Bitme !

Bir şairin dediği gibi: başka anlamlar arama gerek yok! katlandığım kadar seviyorum seni gerçek bu evet bu.

Kimseyi bir başkası gibi sevmemeli insan. Çünkü kimse bir başkası değil.

Kinim kendime, Susuşum sana, Küsüşüm tüm dünyaya.

Kalbimi kırdığında tebessüm ettim ve bir şey demedim… Çünkü senindi kalbim, sen kendi parçalarını yok ettin.

Oysa senden tek bir damla istemiştim, Sana kocaman bir deniz sunabilmek için.

Ki inanmak küskün bir çocuğun en büyük kan kaybıdır.

Aklım kara kış ellerim seni üşüyor Bugün günlerden soğuk…

Bir Çığlıktı Yalnızlığım, Hepiniz mi Sağırdınız…

Ilık tebessümler vaktine beş kala solan, kahkahalar gibiyim. yarısında yutulmuş, sevinç çığlıkları dolu boğazım.

içimdeki boşluğa düş.. ben tutarım seni.

Gülüşün, gözlerine sirayet edince anlam kazanıyor bakışların. Yüzündeki güzellik içindeki cennetin yansıması aslında. Öyle bir aynasın ki Bakmaya doyamadığım.

Önce vardın. Hiç kimseye benzemiyordun. Şimdi yoksun, herkes gibi oldun.

Ben nice tüy gibi başlayıp taş gibi biten düşüşler gördüm. Üç kuruş etmeyecek insanlara servet ödedim. Eğer dostunsam, seninle yanmalıyım, yanmaktan korkuyorsam da dost olmayı bilmiyorum demektir.

Denize bakmayı bilmeyenler, bir gün mutlaka boğulur. İşte bundandır gözlerinden kaçışlarım.

sana anlattıklarım neleri susuyor bir bilsen, ve anlatmadıklarım neleri söylüyor. boğazımı yırtarcasına susuyorum ya verilmekten yıpranan cevaplardayım, ya sorulmamaktan solan sorularda. sen ıslatmasını bilmeyen bir yağmur oldun her akşam, ben ıslanmasını bilmeyen ahmak. bu yüzden aşık olamadık sırılsıklam.

Yolumdan dönemediğim için değil, seninle hiçbir yolda yürüyemeyeceğimi bildiğim için gidiyorum. Yeryüzünün bütün aşkları senin ve beni unutabilirsin!

Yine en arka koltuğunda oturuyorum minibüsün yine camda oluyor gözlerim. Sen tutmuyorsun ya elimi cebimden hiç çıkartmıyorum.

Kendine karşı yapamadığın büyüklüğü başkasına gösteremezsin. Kırılmadan eğilmeyi bilmeli insan. Kendini yeniden acı çekmeye davet etse de affedebilmeli insan. Ve unutmalı.

oysa ki, tükenmez düşlerim vardı benim neye yazıldıysam, silindim…

Tıpkı bir nefes gibisin. İçimde tuttuğum sürece benimsin. Bırakırsam gideceksin, bırakmazsam öldüreceksin.

Diyorlar ki; Küsme aşka daha kimler gelecek kimler geçecek. Bilmiyorlar ki en son giden her şeyimi götürdü. Bilmiyorlar ki; En son giden, daha sonra gelecekleri bile götürdü…

Her şey geçmişte kalıyor, ama hiçbir şey geçmiyor!

Kavuşmak… belki… bir gün… ama unutma Prenses; suya aşık ateşler, aşığına kavuşunca ölür.

Kimliğimi soruyor birileri, çıkarıp resmini gösteriyorum.

Aşk bazen acıyla tanışmanın adıdır Prenses. Ve aşk, uçmaya kanat aramak değil, uçuruma kanatsız atlamaktır bilirsin.

Meğer susmak; insanın içiyle konuşmasıymış, geç farkettim.

Anladım ki ayrılığa değil, Ayrı kalmaya yeniliyor insan.

İnsanın içi ağrır mı hiç ? Ağrıyor işte.

Özledin mi beni,dedim Sustu ! Nefesini en derinden aldı ve, Özlenmez mi , dedi!
 
Back
Yukarı