Kahraman Tazeoğlu şiirleri

Ce: Kahraman Tazeoğlu şiirleri

Aynı suda ikinci kez yıkanmak imkânsız değil, boğulmakmış!”Yalanlarınızın eline bakarken gözlerim, dürüstlüğünüzü bana gösterdiniz. Size inandım. Size hep, inanırdım! Dürüsttünüz. Ve acımasız! Öldürmeyi canıma ödül sayıp, beni kendi hatalarımla vurdunuz. Serseriliğimi, sessizliğinize dinleyici yaptınız. Sustunuz! Günlerce… Konuşmadınız! Aylarca… Daha yanacak yanımın kalmadığını anladığınız da, çıkıp geldiniz. İçimin içine… Asıl yerinize, asilce oturdunuz. Gitmeleri silmiştiniz. Size inandım. Size, hep inanırdım!

“Aynı suda ikinci kez yıkanmak imkânsız değil, boğulmakmış!””Gördüğüm yüzünüze, suların durgunluğunda bakmışım meğer. İlk gel-git’te gideceğinizi bildiğim halde. Kandım gelmenize. Kopardığım ilk fırtınada gittiniz, gelen dalganın gitmesini beklemeden gittiniz! Her şeyinizi alıp da gittiniz. Hiç gelmemiş gibi, gittiniz!

“Bilmediniz”

Şüpheleriniz, beynimi kemirirken “senaryo yazıyorsun” dediniz. Şüpheleriniz, içimi çürütürken “zaman” dediniz. Şüpheleriniz, artık belimi bükerken, yüzüme kapılar çarptınız! Beni, kendi gözümden düşürdünüz. Acı çekiyordum. Ne acı ki, acı çektiğimi canınızı yaktığımda anladınız. Ve daha acı ki, sizin canınız yanınca, benim canım daha çok yandı!

Ben kelime kelime kim’lere ulaşırken, “neden” yoktu Lügatinizde. Sormadınız! Nasıl’ın açıklaması, gereksiz bir tartışmanın açılışıydı sizin için. Çelişkisiz karakterinizle, içinizin rahatladığı son’a vardık. Sonuç: Dudaklarınız arasından çıkan sonsuz suskunluk…

“Şimdi”

Bu hiddet benim! Kimse sahiplenmesin! Bütün suçlar “yine” benim! Kimse, nezaketini araya verip, suçtan pay çıkarmasın kendine! Nesnelerinizin, kelimelerinizin, zamanınızın, sevginizin ziyanlığına yanmayın! Hasarı tespit edin yeter! Bedelini, fazlasına canımı ekleyip ödeyeceğim! Sıyrılıp çekilirken aranızdan, “üstüm kalsın” diyebileceğim! Meğer siz, nasıl da yetermişsiniz size! Bilemedim… Sağ olun, sizi sevmeme izin verdiğiniz için ve beni sevdiğiniz için… Üstüm kalsın!

Kahraman Tazeoğlu - (”Susacak Var” adlı kitabından)
 
Ce: Kahraman Tazeoğlu şiirleri

Karanlığa çare yoktur, nasıl olsa yol bulur ve yürekleri sağır eden bir sessizlik, tükenmişlikten arta kalan tek varlığın olur. Söylenememiş tüm sözcükleri ancak ağlarsın içinde ve bilemezsin geride kalan mı yalnızdır, yoksa giden midir aslında…?Tüm yeminler öfke ile bağış arasında yaşlanır; sultanların, dostların ve sevgililerin, dağılmış kalplerin, dağılmış kalbimin…

İç bükey bir yalnızlıkta sanki ayak bileklerimden bıçaklanmışım. Sıcak bir korku tırmanıyor damarlarımda, midemde, kalbimde…aklımada hükmediyor. Gün ortalarında kalıyorum, kimseler bilmiyor, ben tükendikçe artıyor yalnızlığım. Kimi görsem hançerleniyorum gözlerimden ve kanıyorum en onulmaz yerimden…Ahh bu ben kendi içinde kendini arayan bir simurg.

Belki yalnızlığıma mahsuben pay edilmiş tekil çoğulluğumun peşindeyim. Ümitperest bir korkak ,bir meczubum. Faili meçhul bir sevdanın zanlısıyım. Takvimlere çaldırdığım yarınlarımı hiç bulamamak üzere milyon yıldır “gün” için savaştayım. Üstüme küf kokulu akşamlar abanmış. Sefil bir tutsaklığa sürülmüşüm. Yüreğimde 40. düğüm. Ahh mozart! Sana küskünüm ve öldürüyorum seni içimde. Sessizliğini seçiyorum, sessizliğimin içinden. İçimde intiharlar, cesetler. İncinmiş hayatları toplayan bir dilenci oluyorum birden, birden yağmur başlıyor,”toprak kokulu bir baharı sürer belki dağlardan aşağı” diyorum ve kaldırıp başımı kuşlara yalvarıyorum:

“yetişin nefesim bitiyor
yetişin bana kuşlar
ya özgürlük adına
ya SEVDA hatırına…”

Kahraman Tazeoğlu
 
Ce: Kahraman Tazeoğlu şiirleri

Gelirsem biter AŞK!
Düş’tüm, dedim elinin tersinde.
Hayır dedi, kesince.
Düş olsan, fark etmezdim seni!Sevgim sana güç veriyor mu, diye sordum.
Başını çevirdi, yüzünde kalmamış takatle.
Hayır dedi, inatla !
Öyle olsa, yıkılmazdım her “Seni Seviyorum” deyişinde !

Özledin mi beni, dedim.
Sustu!
Nefesini en derinden aldı ve,
Özlenmez mi, dedi !Git dedim !
Git !
Sen kalınca genişliyor bu dünya ve kayboluyorum uçsuz bucaksızlığında !
Hayır, dedi, sertçe!
Gidersem, kahraman olurum!
Kalırsam, senin!

Küserim, dedim, kırılgan çocukluğum sitemimde.
Hayır, dedi gülerek..
Küsmek, susmayı göze almaktır.
Ama sen korkarsın kendi sessizliğinden ve susamazsın!

Gel, dedim, o zaman!
Sesim fısıltı gürültüsünde.
Gel..
Durdu!
Hayır, dedi,
GELİRSEM BİTER AŞK !!!

Kahraman Tazeoğlu (Susacak Var)
 
Ce: Kahraman Tazeoğlu şiirleri

“Can” dediğim…
kimsesiz bir gökyüzüne
lâl bir dilin tüm sesiyle haykırması kadar sağır,
karanlık sularda,bir âmânın gözlerini araması kadar kör;
yani anlamsızlığa yeni anlamlar yükler gibi
yalnızca yalnızlığa anlatıyorum kendimi…çıkmaza düşmüş şiirlerin koynunda
bir uzun yol oluyor kalemden süzülen her harf
her hece aklımın kabristanlarında yankılanan
sahipsiz bir ölüm çığlığı,
masumiyeti sesimde eskiyen…
ve dudaklarımın ucunda bitmek bilmeyen acılı tiryakilikler
ve sonrasızlığın deminde keder dökülüyor kağıtlara
hâsılı aşk; ölü doğmuş bir çocuk şimdi
yüreğimin sevda çukurlarında…
hadi yâr kendini al gecelerimden
al ve git!
zaten bir uzak düştü benimki;
ertelenmiş zamanlarda resmedilirken mavinin imkansızlığı,
şiirler nice sevdaya küs bakış hüküm giymişken,
ezbersiz acılar eşliğinde gözlerinde tükenmek
ve ölebilmek kirpiklerinin iz düşümünde
hani meçhul bir izbede seninle el ele…!
oysa mutluluğu çoktan rehin bıraktım ben
bilmem hangi şehrin emanetçisinde
ve senden habersiz,
adından acılar türetiyorum şimdilerde…
dilimin ucuna geliyorsun bir zaman
yaşamak soruyorsun!
yaşamak; kör bir sancıdır sol yanımda,
dönüşsüz bir türkünün kambur sesinde yitip giden…!
ve dinledikçe kendimi,
kâbus olup büyür geceler karanlığın uğultulu yollarında…
ben kaçmak isterken her şeyden
gözlerin adına kendime sefer üstüne sefer eylerim.
sana çok benzeyen bir şehir olur geçtiğim her yer
her yer öylece uzar gider içinde gözlerimin
ve bizden çok uzakta
mevsim çömezi bir haziran
sonbahara uyanır şehr-i İstanbul,
gözlerinde bir mavi yangın
ve saçlarından dökülür martılar
Üsküdar’da pasaklı bir deniz kızının
sâhi martılar diyordu bir şair:
“martılar ki sokak çocuklarıdır denizin”
yani öylesi kimsesiz ve unutulmuş
yani morarmış kanatlarında münzevi bir hayat taşıyan
sonrası geç kalmış yaşanmışlıklarda
bulutsuzluğa prangalı bir çift yağmur damlası,
yağmasın diye kulelerde saklanan..!işte böyle “can” dediğim:
yetim çocuklar hüznünde kâhır yüklü gölgeme
çokça sahiplik etmişken bedenim,
yorgunluğun kıyısında hüzün olup işlenmişim ömür gergefine…
çapulcu dillerin nazarında
sevdaya zûl libaslar giyinen,
uğursuzluk alâmeti koca bir hiç’miş adım…
ötesi yok!
gurbet yokuşu ağlamalar pazarında
iki damla gözyaşıymış bedelim
ve soyunup benliğimden
elem üstüne elem giyinmiş
sana pervane yüreğim
gözlerimde gözlerini ateş bilip yanmışım öylece
hiç ses etmemişim
meğer ne çok kedermiş
gözlerinin içinde tutuklu kalmak..!
lâkin sevmişim işte
her şeyden ve herkesten öte
sadece sevmişim seni…

ama sen kendini sök düşlerimden
sök ve git şimdi!

yolların koynunda
başımı yaslayıp ölümün yamacına
bunca acıyla yoldaş olmuşken ben
sen kaç benim kalabalığımdan
ve bir intiharın şafağında
sesini sil şiirlerimden
olmasın dönüşü gittiğin yolun
kalemi kırılmış gelişlerin hükmünde
sonsuz bir gidişle
unutmalara aç yüreğini,
yüreğini toparla yüreğimden
cellat bayramı asılışlarda
nasırlı urganlar kuşanmış şiirlerde seyreyle yüzümü
ve zamana not düşsün akreple yelkovan
yüzün kalbimin ortasında
yalnızlık yazgısı yemin olsun
ki belki arınıp mezar kalabalıklardan
ben yine ben olurum…!
yağmurlu bir gökyüzü akşamı
hani olur ya!
düş yorgunu bir martı gelir de hatırlatırsa beni
“ziyan ömürler kucağında
kendine has ölümler büyüten
bir deli çocuktu” dersin…
hadi git şimdi
git ki gözlerine “ayrılık” değmesin…

Kahraman Tazeoğlu | Ayrılık gelmeden “git” sen…
 
Ce: Kahraman Tazeoğlu şiirleri

eyvallah saol
 
Ce: Kahraman Tazeoğlu şiirleri

ne demek hemşo :)
 
Back
Yukarı