Kamu Kesimi Tarafından Üretilen Mal ve Hizmetler

Aşk'a İnanmışt'ı

Genel Yönetici
Staff member
Katılım
28 Mart 2008
Mesajlar
23.246
Tepki puanı
2.148
Puanları
163
Yaş
40
Bulunduğu Yer
ŞANLIURFA
Tuttuğu Takım
GALATASARAY
KAMUSAL MAL ve HİZMETLER
Toplumu oluşturan insanlardan her birinin ayrı ayrı maddi ve manevi birtakım ihtiyaçları vardır. Kişisel nitelikteki bu ihtiyaçların kaynağı, insanların fizyolojik ve psikolojik varlıklarıdır. Örneğin giyinmek, karnını doyurmak, eğlenmek ve ısınmak bu tür ihtiyaçların tipik örnekleridir.
İnsanlar yalnız başlarına yaşayamazlar; bir araya gelmek suretiyle bir toplumu oluştururlar. Bunun organize şekline de devlet adı verilir. Bu toplum halinde yaşayış, ortaya başka tür bir takım ihtiyaçların çıkmasına sebebiyet verir. Mesela iç ve dış güvenlik ile adaletin sağlanmasına ihtiyaç duyulması toplum halinde yaşamanın bir sonucudur. Tek başına yaşayan bir insanın elbette ki milli savunma, asayiş ve adaletin temini, diplomasi gibi hizmetlere ihtiyacı yoktur.
İster bireylerin hissetmelerinden isterse idare edenlerin kararlarından kaynaklansın kamusal ihtiyaçları giderecek mal ve hizmetler, bunların iktisadi niteliklerinden dolayı piyasada üretilememektedir. Bu durumda devletin devreye girmesi ve hizmetlerin kamu ekonomisi kesiminde üretilmesi kaçınılmazdır. Çünkü bunların tatmini toplumun tümüne yarar sağlamaktadır.
Kamu ekonomisinin ekonomik açıdan, ortaya çıkış sebebi ve görevi, piyasada optimum kaynak dağılımında ve tam rekabetten sapmalar nedeniyle ortaya çıkan sorunları telafi etmektir. Kamu ekonomisinin ortaya çıkış nedenlerinden bir diğeri de mal ve hizmetlerin özellikleridir. Bu nedenle bu mal ve hizmetlerin ayırımını yapmada fayda vardır. Ekonomide optimumu sağlama açısından mal ve hizmetlerin kimler (kamu ve özel olarak) tarafından üretilebileceğini bu mal ve hizmetlerin özelliklerine bağlı olarak belirlemek mümkündür. Bu anlamda kamusal mal ve hizmetleri 3 ana başlık altında toplayabiliriz:
1.Tam kamusal mal ve hizmetler
2.Yarı kamusal mal ve hizmetler
3.Özel mal ve hizmetler




Mal ve hizmetlerin kamusallık derecesini belirleyen etmenler kamusal malların;
1. toplumun bireyleri tarafından ortak tüketime konu olması,
2. dışlamanın olmaması,
3. tüketim düzeyinin herkes için aynı ve sunulan miktara eşit olması,
4. tüketimde rekabetin olmamasıdır.

TÜKETİMDE
Rakip
Rakip değil
Dışlama mümkün
A
C
Dışlama mümkün değil
B
D

Musgrave & Musgrave
Musgrave yaklaşımına göre; mal ve hizmetler, tüketimde rekabetin ve dışlamanın olup olmamasına göre sınıflanmaktadır. A mal/hizmeti için tüketimde rekabet ve dışlama vardır. Bu durumda fiyat mekanizması yoluyla ödeme arzusu yüksek olan birey bu mal/hizmete sahip olarak diğerlerini tüketim dışında tutabilir. A özel bir mal/hizmettir. D durumundaki mal/hizmet ise tüketimde rekabet ve dışlamanın olmadığı bir durumu göstermektedir ki bu tam kamusal mal/hizmetlerin temel özelliğidir. B ve C ise karma mal/hizmettir. B mal/hizmetinde tüketiciler rakip durumdadır. Birinin yararlanması diğerinin yararlanma olanağını ortadan kaldırmamaktadır. Ancak bu durumda diğer tüketicilerin payı azalır. C mal/hizmetinde ise ilave tüketimin marjinal maliyeti sıfırdır. Ancak ek miktarın marjinal maliyeti sıfır değildir. Mevcut miktardan bazı tüketicilerin yararlanması engellenebilir ancak bu engelleme tüketicileri dışlayana ek bir fayda sağlamaz.

Tam Kamusal Mal ve Hizmetler
Tam kamusal mal ve hizmetler toplumun ortak ve eşit kullanımına konu olan mal ve hizmetlerdir. Tam kamusal malların herhangi biri tarafından tüketimi sonucu olarak, aynı malı başka bireylerin tüketim olanaklarında herhangi bir azalış olmamaktadır.


Kamusal mal ve hizmetlerin özelliklerini şöylece belirtebiliriz:
1 – Kamusal malların arzının düzenlenmesi: Bu tür mal ve hizmetlerden hangilerinin, hangi miktarda üretileceğine kim karar verecektir? Özel malların arzını düzenleyen piyasa talebidir. Fakat bu durum kamusal mal ve hizmetler için geçerli bir durum değildir. Çünkü bunlar, özel mallar gibi bölünemez ve pazarlanamazlar. Pazarlanamayan bir mal ya da hizmete talep doğmaz. Talep doğmayınca fiyat da oluşmaz. Bu durumda piyasa ekonomisi düzeni içinde kar motifi ile çalışan özel firmaların toplumsal mal ve hizmetleri üretmeleri de mümkün değildir.
Bazı mal ve hizmetler bünyeleri gereği bölünebilirler; diğer bazıları ise bölünemezler. Bölünemeyen mal ve hizmetlerin sağladıkları fayda bireylere ayrı ayrı dağıtılamaz. Bunlar ancak toplumun istifadesine sunulabilirler. Bu tür mal ve hizmetler de kamu ekonomisi tarafından üretilir. Bunun da tipik örneği savunma hizmetleridir.
Kamusal mal ve hizmetlerin talebini düzenleyen siyasal karar alma mekanizması aynı zamanda bunların arzını da gerçekleştirir. Bütçe, siyasal sürecin bu alandaki tercihlerinin somut bir belgesidir.
2 – Tüketimde rakip olmama: Kamusal malların önemli bir özelliği de tüketimde rakip olmama halidir. Özel mallarda olduğunun aksine, toplumsal malı tüketen yani ondan faydalanan bir kimse aynı maldan diğerlerinin de aynı oranda faydalanmasına engel olmamaktadır.
3 – Tüketimden mahrum bırakılamama: Piyasada üretilen özel bir malın faydasının sadece bunların bedelini ödeyene tahsisi mümkündür. Gerçekten bu mal ve hizmetlerin faydasından sadece, bedelini ödeyip bunları satın alanlar faydalanabilirler. Aynı anda iki aç insan ve ortada da bir dilim ekmek varsa bu iki kişi tüketimde birbirinin rakibi durumundadır. Çünkü ekmeği ancak biri yiyebilecek diğeri ise aç kalacaktır. Oysa ki toplumsal mal ve hizmetlerde durum böyle değildir. Örneğin ülkenin dış tehlikelere karşı savunulmasından bazılarının yararlanması diğerlerinin de aynı şekilde yararlanmalarına bir engel teşkil etmez. Ancak bazen bir kısım kamusal mal ve hizmetlerin faydasından yararlanmada toplum yönünden bazı tabii ve bölgesel sınırlamaların mümkün olacağı düşünülmektedir.
Kamusal mallardaki tüketimde rakip olmama halinin mutlak bir kesinlik ifade edilmediğini ileri süren yazarlar da vardır. Bunlara göre tüketimde rakip olmama gerçek olmaktan çok teorik bir niteliktedir. Çünkü yol, adalet, polis ve itfaiye gibi hizmetlerin kapasiteleri sınırlıdır. Bunlardan yararlananlar çoğaldıkça diğerlerinin yararlanma imkanları daralmakta ve yavaşlamaktadır. Bu durum şayet belli bir sınır aşarsa sözü geçen hizmetlerden yararlanmak isteyenler bu hizmetleri piyasadan tedarik etme yoluna gideceklerdir. Polis ve itfaiye hizmetleri bu görüşün tipik örnekleridir.
4 – Piyasaya sunulamama (pazarlanamama): Bu özellik, sözü geçen mal ve hizmetlerin bölünemez nitelikte oluşlarının doğal bir sonucudur.
5 – Üretim hacminin büyüklüğü: Kamusal mal ve hizmetlerin, örneğin savaş ve benzeri dönemlerdeki milli savunma hizmetlerinin, fevkalade büyük hacimlerde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Normal dönemlerde ihtiyacın asgari seviyede olduğu dönemlerde dahi, sözü geçen hizmetin hacmi yine de piyasanın yeterli olamayacağı derecede büyüktür.
6 – Tüketimin bazen zorunlu kılınması: Kamusal mal ve hizmetlerden yararlanma bazen zorunlu olabilir. Tüketicinin belli bir hizmetten yararlanmak istememesi bazen bir önem taşımaz. Örnek olarak ilköğretim mecburiyetini gösterebiliriz. Yüksek öğrenim hizmetlerinden yararlanmak isteyenin arzusuna bağlı olmasına rağmen ilköğretim bütün vatandaşlar için zorunludur. Diğer bir örnek de milli savunma hizmetleridir. Topluma yani ülke bütününe sunulan bu hizmetten istese de istemese de herkes yararlanma ve bunun bedelini ödemek durumundadır. Toplum içinde bazı kişilerin bu hizmeti faydasız ve gereksiz görmelerinin ve bunun bedeline katılmak istememelerinin hiçbir anlamı ve önemi yoktur. Öyle ki, bu hizmetin gereği olarak herkes hizmetin kamusal bedeli veya fiyatı olarak belirlenen vergiyi ödemek zorunda oldukları gibi; bu hizmet içinde bedeni ve fiziki bir mükellefiyet olarak belirlenen askerlik hizmeti veya benzeri mükellefiyetleri de yerine getirmek zorundadırlar.
Kamusal mallar, ulusal ve bölgesel düzeyde ele alınabilir. Ulusal düzeydeki mal ve hizmetler, özelliklerinden dolayı ağırlıklı olarak merkezi yönetimce sağlanmaktadır. Faydaları genellikle ülke sınırlarının tümüne yayılan ve ulusal düzeyde bölünmez olan ulusal güvenlik, adalet gibi hizmetlerin merkezi yönetim dışındaki kurumlarca üretilmesi mümkün olmamaktadır. Bu ekonomik faktörlerin yanı sıra, gelenekler ve devletin egemenliğine ilişkin diğer yasal faktörler de bu hizmetlerin merkezi yönetimin dışında, kalan birimlerce üretilmesine olanak vermez.
Bir kısım kamusal malların faydaları ise, bölgesel düzeyde bölünmezdir. Bir bölgedeki çevre kirliliği , yol yapımı, bir sokağın aydınlatılması vb. hizmetlerin faydalarından, ulusal sınırlar içindeki toplumun tümü faydalanamaz. Öte yandan o bölgede yaşayan insanların tümü bu hizmetlerden yarar sağlar, bu hizmetlerin faydasını bölmek mümkün değildir. Büyük kentlerde hava kirliliğine karşı alınacak önlemler bu kentlerde oturanlara yarar sağlar, bazı bölgelerdeki su baskınlarından korunma önlemleri, çevrenin tarihsel ve doğal güzelliklerin korunması amacıyla alınacak önlemler de bölgesel düzeydeki bölünmez hizmetler arasında yer alır . Bölgesel düzeydeki kamusal malların yönetimler arasında paylaştırılabilmesi ve bu tip mal ve hizmetlerin yerel çevre ile olan yakın ilişkileri nedeniyle yerel yönetimlerce karşılanır.

Yarı Kamusal Mal ve Hizmetler
Yarı kamusal mallar, bölünebilme, tüketimden dışlanabilme ve dolayısıyla belli bir fiyatla arz edilebilme özelliklerine sahip olma açısından özel mallara benzeyen, fakat aynı zamanda özel mallardan farklı olarak toplumsal açıdan önemli boyutlarda pozitif dışsallıklara sahip olan mallardır.
Yarı kamusal mal ve hizmetler, üretimde ve tüketimdeki yarattıkları bu pozitif dışsallıkları nedeniyle, piyasada üretilip pazarlanması ve dolayısıyla fiyat karşılığı tüketiciye sunulması olası olduğu halde, aynı zamanda kamu üretim birimlerince de üretilirler veya türüne, miktarına, kalitesine ve fiyatına devlet müdahalesi olabilmektedir. Zira bu mal ve hizmetlerin faydası, onu tüketen kişilerin dışına da yayılır. Üçüncü kişiler veya toplumun tümü de bundan yarar sağlayabilir. Toplumun sağladığı yarar için de bölünmezlik özelliği geçerli olduğundan bu malı üretebilecek özel teşebbüs, kar maksimizasyonu nedeni ile faydayı yansıtan kişisel talep oranında, üretim faaliyetlerini buna göre ayarlayacaktır. Bu durumda da toplumsal yarar dikkate alınmadığından, üretim yetersizliği olabilecektir. Bu tür mal ve hizmetlerin tüketimiyle elde edilen içsel fayda, malı direkt olarak tüketen kimsenin fayda fonksiyonuna; dışsal faydası ise diğer kişilerin fayda fonksiyonuna girmektedir. Ancak, tam kamusal malın tüketiminin neden olduğu dışsal fayda toplumun bütün bireylerine yayıldığı halde, yarı kamusal malların dışsal faydaları sınırlı sayıdaki bireylerin fayda fonksiyonuna girmektedir.
Eğitim hizmetleri ilk bakışta sadece o hizmetten yararlanana fayda sağlamış gibi görünür. Örneğin yüksek öğrenim kurumlarında okuyan bir kimse bu hizmetten yararlanmış, okuyamayan kimse ise yararlanamamıştır. Bu suretle bu hizmetten yararlanan kimse özel bir fayda sağlamıştır. Eğitimin sosyal faydası ve maliyeti bu alana devletin müdahalesini kaçınılmaz kılmakta ve devlet bu malların finansmanını tam kamusal mallarda olduğu gibi büyük ölçüde vergilerle karşılamaktadır. Devletin eğitim hizmetlerinden faydalananlar bunun karşılığında bir takım ödemeler (harç gibi) yapmaktadırlar. Toplum içinde eğitilmiş insanların artması, eğitilene sağladığı özel faydanın yanı sıra topluma da sosyal bir fayda sağlar. Çünkü, bir ülkenin iktisadi, sosyal, politik ve ekonomik bütün problemlerinin çözümünde eğitilmiş iş gücü hacminin büyük bir etkisi vardır.
Sağlık hizmetleri için de benzer şeyler söylenebilir. Ekonomide üretimin artması, refah seviyesinin ve hayat kalitesinin yükselmesi en önemli üretim faktörü olan iş gücünün diğer bir ifadeyle insanın sağlıklı olmasıyla mümkündür. Kişiler hasta olmaları halinde, devletten sağlık hizmetleri talep etmekte, verilen hizmetin karşılığında bazı ödemelerde bulunmakta böylece ortaya çıkan olumlu sonuçtan hem kendileri hem de toplum yararlanmaktadır. Burada devletin görevi, topluma sunduğu bu tür mal ve hizmetlerin fiyatını tespit ederken belirli amaçları göz önünde bulundurmasıdır. Piyasa fiyatlarının altında belirlenecek fiyatlar, potansiyel eğitim ve sağlık hizmetleri talebinin açığa çıkmasında rol oynayacaktır. Çünkü yarı kamusal mal ve hizmet özelliği bulunan sağlık konusunda hem hizmet etkinliği hem de fiyatlar açısından devlet müdahalesi olmazsa, sağlık hizmetlerinin özel faydası ile sosyal faydası ve özel maliyeti ile sosyal maliyeti arasında toplum aleyhinde bir fark ortaya çıkabilmektedir.
Yarı kamusal mal ve hizmetleri de ulusal ve bölgesel düzeyde ele almak mümkündür. Mal ve hizmetlerin üretimi veya tüketiminde ortaya çıkan dışsallıklar ülkenin tümüne yayılabilir. Koruyucu sağlık hizmetleri buna örnek gösterilebilir. Bu tür mal ve hizmetler ulusal düzeydeki yarı kamusal mal ve hizmetlerdir.
Yarı kamusal mal ve hizmetlerin bazılarının üretim veya tüketiminin neden oldukları dışsallıklar, bölgesel sınırlar içinde kalır. Su, kanalizasyon, itfaiye, park vb. hizmetler bölünebilir ve fiyatlanabilir özelliği nedeniyle özel firmalarca üretilebilmekle birlikte, yarattığı dışsallıkların, toplumsal yaşantıyı önemli ölçüde etkilemesi nedeniyle genellikle kamu sektörü tarafından üretilir. Faydası bölge düzeyine yayıldığından da yerel yönetimler bu hizmetleri daha etkin yapabilir. Bu durum mal ve hizmetlerin bedava sunulması anlamına gelmez, hizmetten yararlananlar bunun karşılığında bir bedel ödeyebilir. Bu bedelin maliyet ve kar esasına dayalı bir piyasa fiyatı olması gerekmez.




Özel Mal ve Hizmetler
Özel mal ve hizmetler, kişisel tüketime konu olan mal ve hizmetlerdir. Özel mal ve hizmetlerden faydalanabilmek için bunların bedelinin ödenmesi gerekir. Çünkü özel mal ve hizmetlerin faydası pazarlanabilmektedir. Bu mal ve hizmetlerin faydası kişiseldir. Piyasa şartları içinde devlet tarafından kişisel ihtiyaçları gidermeyi amaçlayan söz konusu mal ve hizmetlerin üretiminde piyasa talebi önemli olmaktadır. Diğer yandan, özel mal ve hizmetlerin tüketimi diğer kişileri de etkiler. Tüketimdeki artış fiyatların yükselmesine neden olabilir. Tabii tekel durumunda veya ekonomik etkinlik sağlama düşüncesiyle de bazı özel mal ve hizmetlerin devlet tarafından üretilmesi yoluna gidilebilmektedir. Bu konuda mali, sosyal ve politik faktörlerin de etkili olduğu söylenmektedir.

Toplum için Faydalı Özel Mal ve Hizmetler
Toplum için faydalı özel mal ve hizmetler esas itibariyle tüketimleri sonucu dış fayda sağlayan mal ve hizmetler olarak tanımlanabilir. Toplum için faydalı özel mal ve hizmetlere örnek olarak; devletin yaşlılara, düşkünlere yönelik hizmetleri, yeterli mali imkanı olmayan çalışkan ve başarılı öğrencilere öğrenimlerine yardımcı olmak üzere tahsis ettiği burslar, sosyal konutlar ve ücretsiz sağlık hizmetleri verilebilir.
Toplum için zararlı mallar konusunda alkollü içkileri, keyif verici uyuşturucu maddeleri ve fabrikaların çıkardıkları artıkları sıralayabiliriz. Bu tür maddelerin, özel sektör tarafından üretimi durumunda topluma önemli ölçüde dışsal zararlar yayılmaktadır. Bu nedenle bu malların üretim ve tüketiminin kontrolü devlet tarafından yapılmaktadır.

Dışsal Ekonomiler
Dışsal ekonomiler bir ekonomik birimin diğer ekonomik birim veya birimler üzerinde dolaylı olarak ortaya çıkardığı olumlu ve olumsuz etkileri ifade etmektedir. Eğer ortaya çıkan etki diğer firma veya kişinin fayda fonksiyonunu olumlu olarak etkiliyorsa pozitif dışsal ekonomiler, olumsuz yönde etkiliyorsa negatif dışsal ekonomiler söz konusudur. Diğer taraftan bir kişinin tüketim faaliyetleri sonucunda tüketimde pozitif dışsal ekonomiler, olumsuz olarak etkilenmesi durumunda ise tüketimde negatif dışsal ekonomiler ortaya çıkmaktadır.
Çelik üreten bir firmanın üretim yapısının teknolojik olarak geliştirilmiş yeni fırınlar alınmasıyla daha etkin bir hale getirileceği ve yeni ocakların eski ocaklara nazaran daha fazla hava kirlenmesine neden olduğunu varsayalım. Bu olayda çelik üreten firma yeni fırınlar nedeniyle üretim artışından dolayı içsel kazanç elde ederken, çevrede oturanlar hava kirliliği nedeniyle dışsal zarara uğrayacaktır. Devlet bu konuda negatif dışsallığın önlenebilmesi için üretici firmaya arıtma tesisleri yapabilmek veya daha kaliteli girdiler kullanabilmesi amacıyla sübvansiyon sağlayabileceği gibi, dışsallıktan zarar gören tüketicilere de katlanmak zorunda kaldıkları dış zararları kısmen de olsa azaltacak önlemler alabilmeleri maksadıyla sübvansiyon verilebilir.
Yapılan bir hizmet dolayısıyla dışsal etkilerle karşılaşılabilmektedir. Üretim faaliyeti sonucunda, üretici tarafından piyasada doğrudan katlanılan maliyet dışında, bu üretim faaliyetinin dışsal bir sosyal maliyeti de olabilmektedir. Bazı durumlarda belirli malların üretilmesi durumunda üreticiye olan direkt fayda yanında bir dışsal sosyal fayda da ortaya çıkabilmektedir.















KAYNAKÇA
EKER, Aytaç – TÜĞEN Kamil., Kamu Maliyesine Giriş, Takav Matbaası, İzmir, 1995
DEVRİM, Fevzi., Kamu Maliyesine Giriş, Anadolu Matbaacılık, İzmir, 1998
NADAROĞLU, Halil., Kamu Maliyesi Teorisi, Eskişehir, 1998
GENCEL, Ufuk., Kamu Maliyesinde Eğitim Hizmetlerinin Yeri, Doktora Tezi, İzmir, 2001
http://idari.cu.edu.tr/igunes/kamu/erdemli.html
http://idari.cu.edu.tr/igunes/kamu/kamusalmal.html
http://idari.cu.edu.tr/igunes/kamu/tamkamusalmal.html








 
Back
Yukarı