Aşk'a İnanmışt'ı

Genel Yönetici
Staff member
Katılım
28 Mart 2008
Mesajlar
23.246
Tepki puanı
2.148
Puanları
163
Yaş
40
Bulunduğu Yer
ŞANLIURFA
Tuttuğu Takım
GALATASARAY
Kültepe - Karahöyük Köyü Soğanlı - Yeşilhisar
Kültepe Ören Yeri: Kayseri-Sivas karayolunun 20. km.sinden, yolun 2 km. kuzeyinde yer alan yüksekliği 22 m. çapı 500 m.yi bulan bir höyük tepe ile onun etrafını çeviren Karum adı verilen aşağı şehirden ibarettir. Dünyaca tanınan bu açık hava müzesi ilk olarak 1881'de dikkati çekmiştir. Yapılan kazılarda Kültepe'de, Asur, Genç Hitit, Roma-Pers ve Tabal Dönemlerine ait eserler ve bulgular ele geçirilmiştir. Bu eserlerin en önemlileri Asur dilinde yazılmış çivi yazılı tabletlerdir. Bunlar Anadolu'nun en eski yazılı belgeleridir.

Şehir Surları ve Kalesi: Cumhuriyet Meydanında bulunan Kayseri Surları ve Kalesi 3. yy. ortasında inşa edilmiş, 6.yy. ortasında da daraltılmış ve tamir edilmiştir. Kayseri şehrinin tarihi kalesi iki kısımdan ibarettir: dış sur ve burçlardan meydana gelen dış kale ve iç kale.
Bünyan Camileri

Ulu Camii


İlçe merkezinde yüksek bir yere inşa edilen camii Tac-ı Kızıl oğlu Emir Zahireddin Mahmut tarafından mimar Kaluyan’a 1333 yılında yaptırılmıştır. Minaresi sonradan ilave edilmiştir. Kalın kesme taştan duvarları ve portali ile önemli bir yapıdır.

Daniş Ali Bey Cami

Büyükbürüngüz köyündeki camii, çeşmesi ile kare planlı sağlam bir yapıdır. Kitabesinden XVl. Yüzyıl da yapıldığı anlaşılmaktadır.

Alaüddevle Camii (Mescidi)

Büyükbürüngüz köyünde bulunan mescidin iyi okunmayan kitabesinden XV. Yüzyılda Aziz ve Emir Mahmut isimli kişiler tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır.
Develi Camii

Sivas Hatun (Ulu) Camii


Selçuklular devrinde lV. Kılıçaslan’ın oğlu lll. Keyhüsrev zamanında 1281 yılında yapılan caminin mihrabının sanat değeri yüksektir.
İncesu Camileri

İncesu Karamustafa Paşa Camisi


Merzifonlu Karamustafa Paşa tarafından 1670 yılında yaptırılan Külliyenin bir bölümüdür..

Kara Mustafa Paşa Külliyesi Camii

Üç gözlü olup yöre taşları ile inşa edilmiştir
Kocasinan Camileri

Hacı Kılıç Camii ve Medresesi


Sahabiye Mahallesi, İstasyon caddesi üzerinde bulunan cami ve medrese, 1249 yılında Selçuklu vezirlerinden Abdul Kasım Ali Tasil tarafından yaptırılmıştır (Sultan İzzettin Keykavus Dönemi). Cami ve medresenin giriş kapıları ince bir şekilde işlenmiştir.

Kurşunlu Camii

1574 yılında doğan Hacı Mehmet Paşa tarafından yapılmış olun bu caminin planını bizzat Mimar Sinan çizmiştir. Kubbesi kurşunla örtülü olduğu için Kurşıınlu Cami denilmektedir.

Molu Köyü Camisi

18.yy'da yapılmıştır.

Yanıkoğlu Camii

1657 tarihinde Müftü Mehmet Efendi’nin nezareti ile Seyit Süleyman Ağa tarafından yeni olarak yaptırılmıştır.
 
Cıncıklı Camii

Banisi, Çiğdeli Zade Hacı Ahmet Ağa adında birisi olup, camii 1664 tarihinde genişletilerek inşa edilmiştir. Fakat camii 1985 yılında harap bir vaziyette iken tamamen yıkılmış ve H.İbrahim Katartaş tarafından yeniden yaptırılmıştır.

Şeyh (Şıh) Camii

Halk arasında Şıh Camii diye bilinen, Vakfiyelerde Çardak Mescidi adıyla bilinen camii H. 889 yılında yapılmıştır.

İsa Kümbet Camii

Camii 1554/55 yıllarında Hacı İsa tarafından yaptırılmıştır.

Hasinli Camii

Hasinli Mahallesinde bulunan camii 1714 yılında Ürgüp’lü Derviş Mehmet Ağa tarafından yaptırmıştır.

Barsama Camii

Kayseri-Sivas karayolu üzerinde, 25 km. mesafede Barsama (yeni adı Çavuşağa) köyü yakınlarında 1567 yılında Mahüpeykür Hatice Hatun tarafından yaptırılmıştır. Büyük ölçüde tahrip olmuş bu camiden sadece yan duvarların bir kısmı ve şerefesine kadar minaresi kalmıştır.
Melikgazi Camileri
Lale (Lala) Camisi

XIII. yüzyıl Selçuklu dönemi eseridir. Kayseri Lisesi arkasında, Lala Musluhiddin Paşa tarafından yaptırılan camii, Selçuklu devrine aittir. Kitabesi yoktur. Üç giriş kapısı vardır.

Han Camii

Seyyid Burhanettin Bulvarı üzerinde bulunan cami ve kümbet 13. Yüzyıl ortalarında Selçuklular zamanında yapıldığı tahmin edilmektedir. (Handan camiye dönüştürülmüştür)

Hunat Hatun Camii

Camii, medrese, türbe ve hamamdan oluşan bu külliye, gerek genel görünüşü, gerekse yapılış şekliyle Anadolu'da bulunan Selçuklu eserlerinin en güzel ve en önemlilerinden biridir. Kayseri kalesinin doğusunda, şehiri çevreleyen surların dışında yer alan külliye; 1237-1246 yılları arasında I. Keykubat'ın karısı II.Keyhüsrev'in annesi Mahperi Hunat Hatun tarafından yaptırılmıştır. Planı dikdörtgen olan camii, 56 adet dikdörtgen şeklinde ayakların üzerindeki kemerlerin üzerine oturtulmuştur. Cümle kapısı olan batı yönündeki taç kapının yanları ile üstü çok ince bir şekilde işlenmiş, geometrik resimlerle çevrilmiştir.

Gülük Camii

Gülük Camii Danişmendli Yağıbasanoğlu Mehmet kızı Atsız Elti tarafından İzzettin Keykavus zamanında 1210-1211 yıllarında yapılan Gülük Cami, 1335 yılında depremden yıkılmış, Alameddin oğlu Gülük Şemsettin tarafından daha sonra onarılmıştır. Çini Mihrabı bir sanat şaheseridir..

Cami Kebir (Ulu Cami)

Camii-Kebir mahallesinde bulunan cami, Emir Mehmet’in Kayseri’yi merkez yapmasından sonra, şehirdeki eski yıkık binaların taş ve sütunlarından yararlanılarak yapılan eserlerden biri olan Cami kebir (ulu Cami) dönemin en büyük camisidir.

Caminin kuzey cephesindeki kitabesinde "Azmetli Sultan Keyhüsrev zamanında Yağabasan oğlu Murat Teriddin Mahmut bu binayı tamir etti. 602 Hicri (1205)" denilmekte ve buradan caminin 1205 tarihinde adı geçen tarafından tamir edildiği anlaşılmaktadır.

Tuğladan yapılan minaresi; Türkiye'deki en uzun minarelerden biridir..
 
Kale Camisi (Fatih Camii)

İç Kalenin kuzey batıdaki iki burcunun dayandığı kuzey beden duvarı içine bitişik olarak yapılmış kitabesiz bir Osmanlı devri camisidir. Fatih Sultan Mehmet zamanında Gedik Ahmet Paşa’nın nezareti altında XIV. yüzyılın sonlarına doğru yapılmıştır. Camii 1886 yıllarında tam olarak tamir görmüş, ancak son tamiratı yakın zamanda yapılmış ve üzeri saçla kaplanmıştır.

Yeşilyurt Köyü Melik Arslan Camisi

Melik Arslan tarafından 1465 yılında yaptırılmıştır.

Gürpınar Köyü Camii

18.yy.da yapıldığı tahmin edilmektedir.

Battal Camii

İslam kahramanı Seyyid Battal Gazi’ye ait olduğu söylenmektedir. XIII. yüzyılda, Selçuklular onun hatırasını korumak için bu camiye içten tonozla takviye kemerler yapmışlardır.

Emir Sultan Camii

Küçük bir bina olan camiin küçük kare planlı üzeri saçla örtülüdür.

Bürüngüz Camii (İki Kapılı)

Cumhuriyet Meydanında eski “ İkikapılı” caminin yıktırılarak yerine 1977 yılında yaptırılan camii, Osmanlı tarzında tek kubbesi ve birer şerefeli iki minaresi bulunmaktadır.

Kümbet Camii (Kubaroğlu Mescidi)

Kubaroğlu Mahallesindeki Göllü Çeşme civarındadır.1950 yılında yapılan ve zaman zaman büyük onarım gören, başlangıçta Türbe olarak yapıldığı sanılan ve sonradan Mescit haline getirildiği anlaşılan esere, bu yüzden “Kümbet Camii”,içindeki bir kısım tezyinatın yumurtaya benzemesinden dolayı “Yumurtalı Mescidi” de denilmektedir.

Hacet Mescit (Camisi)


Camii Kebir Mahallesinde, kiliseden çevrilmiş ve son yıllarda yıktırılmıştır.
Çandır Camii


Aynı ismi taşıyan mahallede bulunan camii, XVIII. yy da yapıldığı sanılmaktadır.

Hacı Veled Camii

Hacı Veled Mahallesinde bulunan camii Osmanlı Döneminde yapılmış ve yapılış tarihi hakkında kesin bir bilgi yoktur. 1956 yılında halkın yardımlarıyla yenisi inşa edilmiştir.
Sarıoğlan Camii

Palas Camii


Palas kasabasında bulunan camii, Selçuklular tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir.

Talas Camileri

Han Camii

Kitabesinde Abdülhamit Han zamanında Şeyhülislam müsteşarı Talaslı Hacı Derviş Efendi tarafından yaptırılan camii, kendi adıyla anılan mahallede bulunmaktadır. Kesme taştan iki katlı olarak inşa edilen camii, sivri kemerler üzerine oturan bir kubbe ile örtülüdür. Kubbenin oturduğu yüksek kasnak üzerine 12 adet yuvarlak kemerli pencere açılmıştır.

Harman Camii

Sultan Abdülmecid zamanında 1860 yılında yaptırılan cami kendi adıyla anılan mahallede bulunmakta ve tamamen kesme taştan inşa edilmiştir.

Panaya Kilisesi (Yeni Camii)

Tablakya mahallesinde 1886 yılında Osmanlılar zamanında inşa edilmiş olan kilise, Hıristiyanların gitmesinden sonra 1926 yılında camiye çevrilmiştir. Kitabesi şöyledir: Yapısı şehr-i Mayıs birinde Şevketlu Sultan Hamit ve erfa metropolit İonnis devrinde A.Opstst 4d 1886 yılında inşa edilmiştir.

Ali Saib Paşa Camii

1887 yılında inşa edilmiştir.

Tomarza Camii

Merkez Camii

İlçe merkezinde bulunan camii, 19, yüzyıl Osmanlı mimarisi özelliklerini taşımaktadır.
 
Yeşilhisar Camileri

Yeşilhisar Ulu Camii


13.yy'da yapılmış, Sultan Eretna tarafından 1346 yılında onartılmıştır.

Ertana Camii

Alaaddin Ertana’nın yaptırdığı Ertana Camii (1481) mihrap ve mimberi oyma tekniğinin bütün inceliklerini ve devrin sanat kabiliyetini gösteren tarihi bir eserdir. Cami Kebir- Çarşı Camiside denilen Ulu Camii 1346 yılında Erdana (Eratna) tarafından yaptırıldığı kitabesinden anlaşılmaktadır. Bugün minaresi dışında her tarafı yeniden yapılmıştır.

Hamza Paşa Camii

İlçe merkezinde bulunan camiinin Selçuklu yada Osmanlı eseri olduğu muhtemeldir.

Hızır İlyas Türbesi (Develi)

Develi İlçemizin güneyinde hâkim bir tepede bulunan türbe, Selçukluların son döneminde inşa edildiği anlaşılmaktadır. Kitabesi olmayan türbenin mihrabı Türk Selçuklu sanatının en güzel örneklerindendir. Mihrap, mozaik-çini sanatının mermere tatbikinin en güzel örneklerindendir.

Seyyid Dev Ali Türbesi

İlçenin kuzeyinde eski ve yeni Develi’ye hâkim bir yer de bulunan türbe, yapı tarzı ve üslubu ile 13.yüzyıl Selçuklu eseridir.

Şerif Türbesi

Türbenin üzerinde bulunan kitabesinden 1295 / 96 yıllarında yapıldığı anlaşılmaktadır. Dört köşeli bir plana sahip olan bina kesme taştan yapılmıştır.

Şeyh Ümmü Türbesi


İlçemizin büyük yazı mevkiinde bulunan türbenin kitabesi yoktur.

Ebce Sultan Türbesi

Kitabesi okunamamakla beraber, yazı tarzı itibariyle bir Selçuklu türbesi olup, kitabesinden anlaşıldığına göre, 1317 yılında tamir edilmiştir.

Seyyid Halil Devletlü (Seyyid İsa Zaviyesi)

Karakaya köyünde Cafer Bey adına yaptırılan ‘Seyyid İsa Zaviyesi’ köylülerce ‘Seyyid Ali Devletlü’ adıyla da anılmaktadır. Zaviye 1939’ lara kadar varlığını devam ettirmiştir.

Aşık Seyrani Parkı ve Türbesi
İncesu

Viranşehir Roma Mezarı


İncesu İlçesine bağlı Viranşehir Köyü hudutları içerisinde ve köyü yolu üzerindedir. Roma çağından kalma mabet şeklinde bir mezardır. Tamamen kesme yonu taşlardan meydana getirilen bu yapı harap durumdadır.
Kocasinan

Hasbek Kadı Kümbeti


Hastane caddesinde bulunan kümbet çadır şeklindedir. Kümbetin yapılış tarihi 1184/1185 dir. Kitabesinde Aksaray’da öldürülen Nisan oğlu Ali’nin oğlu Mes’ud’un şehitliğidir, denmektedir.

Beşparmak Türbesi

Erkilet yolu üzerinde askeri lojmanların içinde iki katlı olan türbe kitabesizdir. Türbe, XIII. yüzyıl sonu karakteristik özelliklere sahip bir türbedir.

Bağbük Bey kümbeti

Yanıkoğlu Mahallesinde bulunan kümbetin kitabesinde Toğa Timur oğlu Hacı Bagbug tarafından 1366 yılında yaptırıldığı anlaşılmaktadır.

Gevher Nesibe Kümbeti

Şifahiye ve Gıyasiye medresesinin sağ köşesinde yer alan kümbet, Gevher Nesibe Sultana ait ve aynı tarihte yapılmıştır.

Adsız Kümbet

Sahabiye mahallesi, Gürcüler sokakta, Ahmet Paşa İlkokulunun arkası ile Küçükçalık cami yanında bulunan üç kümbetten birisidir. (13.yy
 
Avgunu (Avgunlu) Kümbeti

Avgunlu Medresesi’nin kuzey batı köşesinde sekizgen gövdeli ve piramit külahlı bir kümbettir. Kümbet XIII. yy da yapılmış bir Selçuklu eseridir.

Roma Mezarı

Sahabiye Medresesinin arkasında ve İstasyon Caddesinde bulunan, erken Roma çağına ait olduğu sanılan mezar, siyah kesme taşlardan, dikdörtgen planlı ve iki katlı olarak yapılmıştır. Üçgen alınlı çatısı ve batıya açılan bir kapısı bulunan Roma Mezarı içindeki mezar taşlarından, bir ara Selçuklu Türbesi olarak da kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Hacip Kümbeti

Sahabiye mahallesinde bulunan kümbet, Selçuklular zamanında sarayda sultanın kapıcılığı ile görevli olan memurun adı ile anılmaktadır. Hacip Kümbeti kümbet XII. yüzyılda yapılmış tipik Selçuklu kümbetidir.

Şeyh Seyfullah Türbesi


Cürcürler Mahallesinde bulunan türbenin kitabesi yoktur. İsmi halk tarafından verilmiş olup, inşa tarihi yaklaşık olarak 1545 tarihleri civarıdır.

Ulu Hatun Türbesi

Cürcürler mahallesinde bulunan halkın “SazgeldiTürbesi” ve “Dede Kümbet” adını verdikleri bu türbe içinde üç kardeşe ait bakımsız mezarlar yan yana bulunmaktadır. Kitabesinden buranın 1363/64 de yapılan Hacı (Şad?) Geldi’nin kızı Ulu Hatun’un türbesi olduğu anlaşılmaktadır.

Hamidiye Medresesi

Şıhlı kasabasıda bulunan medrese, Osmanlı devrinde inşa edilmiş, son zamanlarda yeniden tamir görmüştür. Kapı üzerindeki kitabesine göre 1891/92 tarihinde, ll. Abdülhamit zamanında yaptırılmıştır. Kasabada aynı yıllarda yaptırılan üç adet çeşme daha vardır. Medrese dikdörtgen şekilde olup, ortasında havuz ve şadırvan bulunmaktadır.

Havadan Köyü Külliyesi (Hacı İbrahim Tekkesi)

Develi ilçemizin güneydoğusunda, Develi/Şıhlı karayolunun sağında, ilçeye 40 km. uzaklıkta bulunan Havadan köyü içindedir. Külliyenin kitabesi yoktur. Türbenin Xlll. yüzyıl sonu ile XlV. Yüzyılın başında yaptırılmış olabileceği kanaati yaygındır. Külliye, tekke, mescit hamam, türbe ve çeşme gibi kısımlardan meydana gelmiştir. Selçuklular zamanında yapıldığı, Osmanlı’lar devrinde de gereken önem verildiği anlaşılmaktadır.

Develi Şıhlı Hamidiye Medresesi

Develi ilçesi Şıhlı Kasabasında Osmanlılar devrinde inşa edilmiştir. II. Abdulhamit döneminde 1891/92 yılında yaptırılmıştır.

Gıyasiye Medresesi ve Gevher Nesibe Şifaiyesi

Doğu-Batı İle Kuzey-Güney ticaret yollarının kavşağı olan Kayseri, çok hızla gelişmiş, ilim ve sanatların merkezi haline gelmiştir. Bu faaliyetler Kayseri’ye o devirde “Makarr-ı Ulema” yani “Âlimlerin Merkezi” ünvanını kazandırmıştır.

Burada mutlulukla belirtilmesi gereken bir husus da, Selçuklular devrinde, Türk kadınlarına çok önem verilmesidir. Sultanların yaptıkları vasiyetler, mutlaka yerine getirilmiş ve onların adına büyük sağlık merkezleri açılmıştır. Bunların öncüsü Gevher Nesibe Sultan adına yapılan, Darü’ş-Şifa ve Sultan Hamamı’dır. Darü’ş-Şifa’nın yanında, ayni zamanda inşa edilen Gıyasiye Medresesi ise Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından yapılmış ve iki bina birlikte, Kayseri Tıbbiye Mektebi’ni yani Tıp Fakültesini oluşturmuştur.

Kronolojik sıraya göe, anılarına Anadolu’da şifa merkezleri kurulan, beş mutlu Selçuklu Türk kadınları şunlardır. :

Kayseri’de Gevher Nesibe Sultan Daruşşifası ve Gıyasiye Tıp Medresesi (1206)

Divriği’de Turan Melik Daruşşifası (1228)

Kütahya’da Gülsüm Hatun Yoncalı Ilıcası (1233)
 
Amasya’da Yıldız Hatun Daruşşifası (1308)

Bu kuruluşla, Türk-İslam toplumlarında, kadınlara verilen değeri göstermesi bakımından çok önemlidir. Bunların dışında, Anadolu’da yapılmış olan, birçok şifa merkezleri ve medreseler, Selçuklu’ların, bilime, insana ve onun sağlığına ne kadar önem verdiklerini göstermektedir.

Kayseri Tıbbiyesi, Selçuklu Sultanı Gevher Nesibe’nin vasiyeti üzerine, Ağabeyi Selçuklu Hükümdarı Gıyaseddin Keyhüsrev tarafından 1206 yılında yapılmıştır. O devirde, Gıyasiye (Temel Bilimler) ve Darüşşifa’sı (Hastane), tek planla birlikte ve yan yana inşaa edilmiş, ikisi Tıp eğitim ve öğretimini başlatmıştır. Temel bilimlerde okuyan talebelere, Talib ve hastanede hasta başında pratik yapan ve daha ileri seviyelere yükselen talebelere ise Danişmend adı verilmekte idi. Bu eser dünyanın en eski Tıp Fakültelerinden biridir.

Sahabiye Medresesi


Cumhuriyet Meydanında bulunan medrese, 1267 yılında, Selçuklu vezirlerinden Sahip Ata Fahrüddin Ali tarafından yaptırılmıştır. Avluya bakan odaları işyeri olarak kullanılan medrese, aslına uygun onarılmıştır.

Hacıkılıç Medresesi

İstasyon Caddesinde bulunan, 1249 yılında Ebu’l-Kasım ibn Ali el-Tusi tarafından yaptırılmıştır. Şu anda Müftülük tarafından eğitim amaçlı kullanılmaktadır.


Avgunlu Medresesi
Mimar Sinan Parkı içindeki Selçuklu Medresesinin Kitabesi yoktur. Halk arasındaki ismi olan “Avgunlu” kelimesini Albert Gabrıel “Afgunu” olarak tesbit etmiştir. Yapı tarzı itibariyle XIII. yy. Selçuklu Medresesidir.

Şifahiye ve Gıyasiye Medresesi (Tıp Tarihi Müzesi)

Gevher Nesibe Mahallesi, Mimar Sinan Parkı içinde bulunan medrese hastanesi Selçuklu hükümdarlarından 1. Gıyaseddin Keyhüsrev’in kız kardeşi Gevher Nesibe Sultan’ın vasiyeti üzerine Şifahiye adını taşıyan hastaneyi yapmış, bunun yanında ilk tıbbiye Gıyasiye adlı bir medrese kurulmuştur. Osmanlılar döneminde medrese hizmeti veren darüşşifa, Birinci Dünya Savaşı sırasında askeri amaçlarla kullanılmış, sonra yarım yüzyıl kadar kendi haline terk edilmiş ve 1960’larda onarılmıştır. Şu anda, Erciyes Üniversitesi’ne bağlı Gevher Nesibe Tıp Tarihi Müzesi olarak hizmet vermektedir. Gevher Nesibe Sultan, Tıp Medresesi odalarından birindeki türbesinde yatmaktadır. Şıfahiye ve Gıyasiye medreseleri, birbirine bitişik ve açık avlulu iki yapıdır.

Seraceddin Medresesi

Gavremoğlu Mahallesi, Hunat Külliyesinin güneydoğusunda bulunan medrese, Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında Seraceddin Lale Bedr (Kayseri Emiri) tarafından 1238 yılında yaptırılmıştır. Medrese şuanda kitap satış yeri olarak kullanılmaktadır.

Hunat Hatun Medresesi

Hond, Huand gibi de yazılan bu isimle, Selçuklu Sultanı l. Alâeddin Keykubat’ın eşi ve ll. Gıyaseddin Keyhüsrev’in annesi Mahperi Hatun anlatılır. Medrese, şehir merkezinin Kağnıpazarı mevkiindeki Hunat Hatun Külliyesi’nin bir parçasıdır. Plan itibariyle dıştın dikdörtgen bir çerçeveye sığdırılmış iki eyvanlı medreselerdendir. Medresenin kitabesi yoktur. Ancak caminin iki cümle kapısındaki kitabelerden 1238 yılında yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Şu anda özel şahıslar tarafından El Sanatları ve Hediyelik Eşya Satış Yeri olarak kullanılmaktadır.

Hatuniye Medresesi

Cami Kebir mahallesindeki Medrese Dulkadir Oğullarından Nasıreddin Mehmet tarafından 1431/32 yıllarında yaptırılmıştır. Özel şahısların elinde olan bu medrese son zamanlarda tamir görerek sağlam bir bina haline getirilmiştir.

Köşk Medresesi

Gültepe Mahallesinde bulunan medrese, Selçuklu döneminden sonra 1331-1381 yılları arasında Orta Anadolu’ya hâkim olan Eretna Devleti’nin kurucusu Alâeddin Eretna tarafından yaptırılmıştır. Avlunun ortasında Hükümdarın eşi Sulipaşa Hatun için yaptırdığı ve Hicri 740 yılının Muharrem ayında (Temmuz/Ağustos 1339) tamamladığı anlaşılan kümbet-türbe yükselir.Şu anda Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından Aşevi olarak faaliyet sürdürmektedir.

Gülük Medresesi

Kayseri’nin en eski eserlerinden biri olan Gülük Medresesi, Keykavus zamanında Yağıbasanoğlu Muzafferiddin Mahmud’un kızı adsız Elti Hatun tarafından 1211 yılında Camii ile birlikte yaptırılmıştır.

Hoca Hasan Medresesi

1193 yılında Nuraddin Sultanşah zamanında yapılan medrese Hacı Saki Mahallesinde şu anda harap durumdadır. 1334 yılında meydana gelen depremde büyük hasar gören bu Medrese ve Camii hayırsever Gülük Şemseddin bin Alameddin tarafından tamir ettirildiği için “Gülük” adını almıştır.

Rüştiye Mektebi

1869 yılında Sultan Aziz Han’ın emri ve Talas’lıların katkıları ile yapılmıştır. Şu anda restore edilerek Talas halkının yararlanabileceği güzel bir kütüphane olarak kullanılmaktadır.

Şeyh Turesan Zaviyesi

İncesu ile Ürgüp’e bağlı Başköy kasabası arasındaki Tekkedağı bölgesindedir. Dikdörtgen planlı ve duvarları küçük kesme taşlarla örülü Selçuklu tarzındaki Şeyh Turesan Zaviyesi ve Türbesi I. Alâeddin Keykubat’ın karısı Mahperi Hunat Hatun tarafından yaptırılmıştır.

Kara Mustafa Paşa Külliyesi Medresesi

Külliyenin güneybatısını işgal eden, kuzeye doğru açılan dikdörtgen biçimde duvarla çevrili sahaya yapılmış olup, restore edilmemiş harabe halindedir.
Bünyan

Sultan Hanı


Bünyan ilçesi Sultanhanı Köyü’nde 1236 yılında 1. Alâeddin Keykubad tarafından yaptırılan ve 3.900 metrekarelik alanı kaplayan han, masif duvarlar ve çeşitli takviye kuleleriyle dıştan bir kaleyi andırmaktadır.

Karatay Hanı

Bünyan ilçesi Karadayı Köyünde 1240 yılında Atabey Emir Celaleddin Karatay tarafından 2. Keyhüsrev zamanında yapılan hanın, iri saç örgülü beden kulelerinin bulunduğu kapısı çok görkemlidir.
 
Karatay Kervansarayı

Kayseri-Malatya yolu üzerindedir. Kayseri’ye 65 km. mesafede Bünyan İlçemize bağlı Karadayı köyündedir. Eski ulu yol üzerinde bulunan bu han bazı değişikliklerle Sultan Hanı’na benzer. Han’a güney tarafında, iri saç örgülü beden kulelerinin bulunduğu cephesindeki muhteşem kapısından girilir. Bol motiflerle süslü kapının üzerindeki kitabelerden Selçuklu vezirlerinden Celaleddin Karatay tarafından yaptırıldığını ve 1240 yılında tamamlandığını öğreniyoruz. Kapı ile avlu arasında bir giriş kısmı vardır. Mescidi girişin sağındadır. Salonda içerisinde birkaç mezar bulunan eyvanın taç kemerlerini çeşitli tezyinat ve eski Türk takviminden alınan hayvan motifleri çevirmektedir. Han’ın diğer tezyinatı ve su olukları üzerinde bu şekilde hayvan ve insan figürleri çok miktarda görülmektedir. Hamamı avlunun güneydoğu köşesindedir.

Sultanhanı Kervansaray

Sivas yolu üzerinde, ilimize 47 km. uzaklıktadır. Bu muhteşem eser sağlam takviye kuleleri ile dıştan bir kaleyi andırmaktadır. Selçuklu Sultanı 1.Alâeddin Keykubat zamanında (1232-1236) yapılan bu muazzam binanın kitabesi yoktur. Giriş kapısından iki yanda revakları ve ortasında mescidi bulunan bir avluya girilir.

Arabalık ve ahır hizmetini gören doğudaki revak derinliği hanın dış duvarlarına kadar uzanır. Avlunun kuzeydoğu köşesindeki oda grubu bir hamama ait olduğu sanılmaktadır. Avlunun ortasında, küp şeklinde ve ayak kemerler üzerine oturan mescidi vardır. Mescidin dört cephesi de ejder ve değişik motiflerle süslüdür. Avlunun güneyinde Selçuklu tarzında anıtsal bir kapıdan kapalı büyük salona geçilir. Tamamıyla tonozlorla örtülen salonun üstünde, bingilere dayanan bir kubbe yükselir. Burada kervanlar bütün eşyalarıyla birlikte kalırlardı.
Kocasinan

Erkilet'te Hıdrellez Köşkü

İlçemiz Erkilet bucağının kuzey tarafında şehrin her tarafından görülen Kayseri ve civarının en büyük tümülüsü üzerinde bulunan, Selçuklu Hıdırellez Köşkü 1241/42 yıllarında yapılmıştır.

Haydar Bey Köşkü

İlçemizin kuzeydoğusunda 5 km. kadar mesafede Argıncık’ta bulunan köşkün kitabesi yoktur. Ancak XlV. Yüzyılın ikinci çeyreğinde yapılmış olduğu söylenebilir. Kesme taştan yapılıp, çok iyi muhafaza edilmiş olan köşk, dikdörtgen planlı bir salonu ve ikinci derecede odaları ihtiva etmektedir.

Keykubadiye Köşkü

Sultan Keykubad özellikle yaz aylarında Kayseri’ye geldiği zaman bu saray da kalırdı. Şuanda bakımsız vaziyette bulunan Keykubadiye Köşkü Şeker Fabrikası bahçesi içerisinde bulunmaktadır.
Melikgazi

Vezir Hanı


Kapalı çarşının yanındadır. III. Ahmet zamanında Sadrazam Nevşehirli Damat İbrahim Paşa tarafından 1727 yılında tüccarların oturması için yaptırılmıştır. Mimari bakımdan çok enteresan olan bu handa; halı, yün ve pamuk alımı mümkündür. Ortasında çeşme vardır.

Pamuk (kapan) Hanı

Kapalı Çarşı’nın batı kısmında yer alan han, bazı kaynaklarda ‘’Kapan Hanı’’ ve ‘’Pembe Han’’ olarak da geçmektedir. Hanın XV. Yüzyılın sonlarında yapıldığı sanılmaktadır.

Babük Bey Köşkü

Moğol beylerinden Babük Bey tarafından 1366/67 yılında yaptırılmıştır.
 
Güpgüpoğlu Konağı

Cumhuriyet Mahallesi'ndeki bu konağın yapımı 1419-1497 yılları arasında başlamış, ilave ve onarımlarla bugünkü haline kavuşmuştur. Haremlik ve Selamlık olmak üzere iki bölümdür.

Gön Hanı

1519 yılında, Sadrazam Piri Mehmet Paşa tarafından yaptırılmıştır. Yavuz Sultan Selim zamanında inşa edilen Gön Hanı, Kapalı Çarşı’nın bitişiğindedir.
Talas

İsbile Hanı


Kayseri-Malatya karayolunun 19. km.sinde bulunmakta olup, tarihi ipek yolu güzergâhındadır.

Atatürk Köşkü

4 Şubat 1934 tarihinde Kayseri’yi ziyaretlerinde, Kayseri’lilerin Talas’ta yaptırdıkları ve kendilerine armağan ettikleri “ Talas Gazi(Atatürk) Köşkü”’nüde gezerek bir süre istirahat etmiştir. Şu anda Vali Köşkü olarak kullanılmaktadır.
Melikgazi

Kapalı Çarşı


1859 yılında halk tarafından yaptırılan bu çarşı 100.000 m2’lik bir alan üzerindedir. Kapalı çarşının yanında 1512 yılında halk tarafından yaptırılan Pirinççiler Çarşısı, 1844 yılında yine halk tarafından yaptırılan Hacı Efendi Çarşısı bulunmaktadır.

Bedesten


Kapalı Çarşı ile iç içe olan ve büyük ve küçük kubbelerden meydana gelen bedestenin doğu, batı ve kuzeyde olmak üzere üç kapısı vardır. Kapı üzerinde ki kitabeden, 1497 yılında Kayseri Emiri Mustafa Bey Bin Abdullah Bey tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Bedesten, o dönemde Bezzan adıyla bilinen kumaşçı, çukacı, abacı gibi manifatura tüccarları tarafından kullanılırdı. Günümüzde ise halı ve kilim satış yeri olarak kullanılmaktadır.
İncesu

Kara Mustafa Paşa Külliyesi Çarşısı


Kervansarayın batısında 11 m. eninde sokağın iki yanına yerleştirilmiş, sıra dükkânlardan teşekkül etmektedir.

Tarihi Hamamlar

Kadı Hamamı (Melikgazi ilçemizde)

Cami Kebir Mahallesinde Ulu Camii karşısında olan Hamam 1542 yılında yaptırılmıştır. Kubbeli bir hamamdır ve Kubbesi son zamanlarda tamir görmüş üzerinde küçük pencereli silindir şeklinde, üstü yarım küre ile kaplı bir kulesi vardır. Hamam bugün hizmete açıktır.

Selahaddin Hamamı (Melikgazi ilçemizde)

Kiçikapı meydanında bulunan hamam, halen kullanılmaktadır. Banisi ve inşa tarihi bilinmemektedir. Ancak, bazı araştırmalar hamamın 1359 tarihinde Erteane Beyinin oğlu Mahmut Bey’in Atabey’i tarafından yaptırılmış olduğu ileri sürülmektedir.

Hunat Hamamı (Melikgazi ilçemizde)

Hamam,çifte hamam olarak kurulmuştur. Hamam devamlı kullanıldığından giriş ve soyunma yerlerinde yapılan tadilatlar ve onarımlar burada büyük değişikliklere neden olmuştur. Hamam Selçuklu Çağı mimari özellikleri taşımaktadır. Şu anda faaldir.

Sultan Hamamı (Melikgazi ilçemizde)


Seyid Burhaneddin Bulvarı üzerindeki dış kale surlarının iç kısmındadır. 1205 tarihinde, Selçuklu Hükümdarı I.Gıyaseddin Keyhüsrev’in kız kardeşi Gevher Nesibe Sultan tarafından inşa ettirilmiştir. Zaman zaman onarım gören Sultan Hamamı şuanda kapalı bulunmaktadır.
Deveci Hamamı (Melikgazi ilçemizde)


Büyüksöğütlü semtinde bulunan Deveci Hamamı’nın yapılış tarihi ve kimin yaptırdığı hakkında bilgi yoktur. Eserin 1730 tarihinde vakfiyesi bulunmaktadır. Eski olmasına rağmen halen kullanılmaktadır.

Cafer Bey Hamamı (Melikgazi ilçemizde)

Eradna oğullarından ve 1355’te Kayseri Emiri olan Cafer Bay tarafından 1351 yılında inşa edilmiştir.

Gülük Hamamı (Melikgazi ilçemizde)

1334 yılında Gülük Şemseddin bin Alameddin tarafından yaptırılmıştır. Gülük Camiinin kuzeyindeki bu hamam, yılların tahribatı ve ilgisizlik yüzünden tamamen ortadan kalkmış durumdadır.
 
Birlik Hamamı (Melikgazi ilçemizde)

Hacısaki mahallesi, Atatürk Bulvarı üzerindeki Birlik Sokağında vaktiyle yapılan ve bugün ancak çok az kalıntılarına rastlamak mümkündür.

Kara Mustafa Paşa Külliyesi Hamamı (İncesu ilçemizde)

Kubbeli soyunma kısmı, soğukluk, sıcaklık ve külhanıyla yol düzenlenmesi nedeni ile bir buçuk metre kadar yüzeyden aşağıda kalması dışında orijinal biçimde korunmuş ve tamamen yöre kesme taşından inşa edilmiştir.
Kaleler

Kayseri Kalesi


Şehir merkezinde, Kayseri surları ve kalesi geniş bir alana sahiptir. Roma İmporaloru III. Gordianus zamanına (M.S 238-244) ait sikkelerdeki bilgilere göre bu tarihte Kayseri’de surların inşa edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Bizanslılar döneminde Justinian (6.yy) şehri koruyabilmek için esas suru daraltmıştır.

Bugün hala sağlam olan Kale iki kısımdan oluşmaktadır. Dış sur ve burçlardan meydana gelen dış kale ve iç kaledir.

Dış Kale: Tarihi Kayseri iç kalesini, dışarıda; Düvenönü’nde Kiçikapıya, oradan Yoğunburç ve Cumhuriyet alanına kadar geniş mekânda içine alan Dış Kalenin üzerinde kitabeye rastlanmadığından, yapılış tarihi hakkında kesin bilgi bulunmuyor. Ancak dördüncü asırda Caesarea’nın, Justinien tarafından surlarla çevrildiği biliniyor.

Vaktiyle Boyacı Kapısı, Kiçikapı, Sivas Kapısı, Yeni Kapı, Atpazarı ve Meydan Kapısı ile dışarıya açılan surlar, tahrip olmuştur. Dış Kale, savunma gayesiyle, tonoz ve kemerlerle yüksek tutulmuş beden duvarlarıyla inşa edilmiştir.

İç Kale: İç Kale, hiç bir yönden dış kale ile bağlı bulunmamaktadır. Müstakil bir yapı durumundadır. Kuzeyden güneye 800 m. Doğudan batıya 200 m. uzunluğundadır. Kalenin 19 burcu bulunmakta ve bu burçlar 3 m. Genişliğindeki duvarlara yaslanmaktadır. Kalenin biri kuzeydoğusunda, diğeri de kazancılar çarşısına bakan güneyinde olmak üzere iki kapısı bulunmaktadır. Sonradan Cumhuriyet Meydanına bakan üçüncü bir kapı daha açılmıştır. Kale içi, kuyumcular tarafından çarşı olarak kullanılmakta olup; ayrıca Fatih dönemine ait Kale Camisi bulunmaktadır. Kayseri Kalesinin üzerinde ilave onarımlarla ilgili birkaç kitabe bulunmakla beraber kimin tarafından ve ne zaman yapıldığına dair kesin bir bilgi yoktur.

Develi Kalesi (Develi)

Yalçın yamaçlı bir dağ üzerine inşa edilmiş kale, kesin olarak hangi tarihte yapıldığı bilinmemektedir. Kale, stratejik bakımdan önemli Develi Ovası’nın kontrolünü rahatlıkla sağlayabilecek konumda. Üç kısımdan oluşan kalenin bugün çok az kalan kalıntılara rastlanmaktadır.

Öksüt Kalesi (Develi)

Öksüt köyünde aynı adlı derenin hâkim yamaçlarında kurulmuştur. İlçemizde; Kale Köyü Kalesi, Tombak Kalesi, Deresimli Kalesi ve Köseler Kalesi yüksek tepelerde hâkim görünüşleriyle ilgi beklemektedir.

Zengibar Kalesi (Yeşilhisar)

Orta çağdan kalan, Selçuklu ve Osmanlı zamanında büyük hizmetleri dokunan kale, tarihi izler taşıyan önemli bir eserdir.

Zamantı Kalesi (Pınarbaşı)

Pınarbaşı İlçemize bağlı Melikgazi köyündeki kale Selçuklulardan kalma ve günümüzde bakımsız bir haldedir.
Köprüler

Tekgöz Köprüsü (Kocasinan ilçemizde)


İlçemizin kuzeybatısında ve ilçeye 30 km. uzaklıkta Kızılırmak üzerinde kurulmuş bir köprüdür. Sultan ll. Rüknettin Süleyman Şah zamanında 1202/3 yıllarında Kayserili Hacı Ali Bin Hüseyin tarafından inşa edilmiştir. Köprü bugün ana yoldan ayrıldığı için pek faal değildir.

Çokgöz Köprüsü (Kocasinan ilçemizde)

Erkilet bucağının kuzeybatı tarafında Kızılırmak üzerinde kurulmuş tarihi ve mimari bakımdan değerli bir eserdir. İzzettin Keykavus l. Zamanında yapıldığı iddia edilmekte ise de kitabesi bulunmamaktadır. 1212-1215 yıllarında yapılmış olması muhtemeldir.

Şahruh Köprüsü (Sarıoğlan ilçemizde)

İlçe merkezine 15 km uzaklıkta bulunan Karaözü kasabasında, Kızılırmak üzerinde olup, Selçuklulardan kalmadır. Sekiz gözlü, kesme taştan yapılı bu köprünün üzerinden halen ulaşım sağlanmaktadır.

Kuru Köprü » Talas ilçemizde

Kuru Köprü köyünde Romalılardan kalma köprü, su naklinde kullanılmıştır.

Raşit Ağa Konağı (Melikgazi ilçemizde)

Cumhuriyet Mahallesi, Şeyh Tennuri Sokak’ta bulunan Konak XIX. yy sonlarında Raşit Ağa tarafından ev olarak yaptırılmıştır. Bina kesme taşlardan inşa edilmiş olup üç katlıdır. İki kollu döner bir merdiven ile üst kata çıkılır. Bu kat Mustafa Kemal Atatürk Heyet-i Temsiliye Reisi olarak 18 Aralık 1919’da Sivas Kongresini takiben Ankara’ya gitmek üzere Sivas’tan ayrılmış, 19 Aralık 1919’da Kayseri’ye gelmiş ve bu evde misafir edilmiştir.

Raşit Efendi Kütüphanesi (Melikgazi ilçemizde)

Ulu Cami bitişiğinde olan kütüphane, Kayseri’nin tek yazma eserleri ve eski kitaplar kütüphanesidir. 1796 yılında, Kayseri’nin Gesi bucağına bağlı Isbıdın köyünden (bugünkü Bağpınar) Reis-ül-Küttab Mehmet Raşit Efendi tarafından kurulmuştur. Kütüphane yazma eserler bakımından önemli bir koleksiyona sahiptir
 
Ahi Evran Zaviyesi Esnaf ve Sanatkârlar Müzesi (Melikgazi ilçemizde)

Ahi Evran’ın ilke ve prensiplerinin esnaf üzerindeki etkisinin anısına yapılmış bir müze olup, Talas Caddesi üzerinde bulunmaktadır.

Askeri Hastane Giriş Kapısı (Melikgazi ilçemizde)

Yıldırım Caddesinde Ordu Evi Binasının batısındaki Hastane Kapısı Kitabesinde “Daire-i Umuru Askeriye H.1309, M.1891/92” yazılıdır. Kapı ve Kitabe şuanda ulu bir çınarın altında bulunmaktadır.

Kayseri Lisesi (Melikgazi ilçemizde)

Kiçikapı semtinde bulunan Lise, II. Abdülhamit tarafından yaptırılmış, 13 Eylül 1893 tarihinde “Derece-i Ula Mekteb-ı Külliyesi İdadisi” adıyla kurulmuştur. Rüştiye kısmı (Ortaokul) 1870 yılında Kayserili Ahmet Paşa tarafından açılmıştır.1927 yılında Kayseri Lisesi adını almış ve faaliyete geçmiştir. Kayseri Lisesi hatıra defterinin birinci sayfasını 17 Eylül 1923 tarihinde Kazım Karabekir paşa, sekizinci sayfaya da Gazi Mustafa Kemal Paşa izlenimlerini yazmışlardır.

Beştepeler Mezar Odaları (Melikgazi ilçemizde)

Eskişehir diye bilinen Antik Mazakanın beştepeler mevkiinde bulunan Mezar Odaları dikdörtgen kesitli yuvarlak tonoz ile örtülü iri taşlar iç yüzde kesme olarak işlenmiş dış yüzü ise gayrı muntazam olarak bırakılmıştır. Şuanda mezar Arkeoloji müzesi bahçesinde bulunmaktadır.

Saat Kulesi (Melikgazi ilçemizde)

Cumhuriyet Meydanında bulunan Saat Kulesi 1919 yılında kesme taştan yapılmış, kare planlı sağlam bir binadır. Kuleye bitişik olarak yapılan küçük oda zamanında muvakkithane (güneşe bakılarak namaz vakitlerini belirten yer) olarak kullanılmıştır. Kulenin dört tarafında birer adet saat bulunmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk, Kayseri’ye geldiğinde burada Kayseri halkına hitap etmiştir.
 
Back
Yukarı