Mustafa Kemal Nazım Hikmetle tanışması

Aşk'a İnanmışt'ı

Genel Yönetici
Staff member
Katılım
28 Mart 2008
Mesajlar
23.246
Tepki puanı
2.148
Puanları
163
Yaş
40
Bulunduğu Yer
ŞANLIURFA
Tuttuğu Takım
GALATASARAY
Mustafa Kemal'le tanisma

Ankara'ya geldiginde annesinin teyzesinin esi olan Ismail Fazil
Pasa,Nâzim'i arkadasi Vâlâ ile birlikte evine yemege davet eder. Yemek
sirasinda Nâzim'a dönen Pasa, 'Yarin Meclis'e gelin sizi Pasa Hazretleri'ne takdim edecegim' dediginde sevinçten kulaklarina inanamaz. Nâzim, Mustafa Kemal'le ilk tanismasini Orhan Karaveli'ye söyle anlatiyor:

''Belirlenen saatte Meclis'teydik. Ismail Fazil, Pasa'nin bekledigini söyleyince, giristeki koridorun üzerinde bulunan küçük bir odaya aldilar. Biraz sonra kapida görünen Pasa ayaküstü kisa bir sohbetten sonra bizi pesine takarak, koridorun sonunda büyükçe bir odaya götürdü.Pencerelere yakin bir yerde Mustafa Kemal ayakta durmus;hepsinin de mebus oldugunu sandigim yedi sekiz kisi ile konusuyorlardi. Çogunun basi açikti, ama içlerinde birkaç da sarikli vardi. Orta boylu olan Pasa, bu adamlarin arasinda gene de hemen göze çarpiyordu. Ankara'nin kosullari düsünüldügünde inanilmaz derecede sik ve zarifti. Camlardan süzülüp sanki tam da basinin üzerine vuran günesin isiklariyla ikinci bir günes gibi parliyordu. Kalin sayilmayacak bir sesle, sakin sakin konusuyor ve etrafindakiler tek kelimesini kaçirmamak istercesine dikkatle dinliyordu. Kendimi bir an büyülenmis gibi hissettim. Gözlerimi, yillardir hayalimde
yasattigim bu adamdan ayiramiyordum. Ismail Fazil Pasa, Reis Pasa'ya dogru yürüdü. Vâlâ ile ben de bir adim gerisinden.Mustafa Kemal, Ali
Fuat Pasa'nin yasli babasini görünce konusmasini kesti ve kendisini
dikkatle dinleyenlere:

-Müsaadenizle...dedikten sonra, samimi bir saygi besledigi hemen belli
olan Ismail Fazil Pasa'ya yöneldi.

Pasa da ayni saygili tavirla:

-Size geçen gün sözünü ettigim 'Istanbullu genç sairleri' takdim ederim diyere konustu. Inebolu'dan Ankara'ya henüz ulastilar.

-Sagolsunlar... Hos gelmisler... Memnun oldum...

Sira bana gelince bütün cesaretimi topladim ve karsimda, o yasa kadar
benzerini görmedigim bu arkaya dogru özenle taranmis sari saçlarin
süsledigi delici mavi gözlerin ta içine bakarak: 'Ben Istanbullu degilim Pasam!..' dedim.

Güldü: 'Yaaa! Peki nerelisiniz?' 'Selanikli! Sizin gibi!..' dedim. '
Demek ki, Hemsehriyiz!' 'Bundan gurur duyuyorum Pasam...' Birden
ciddilesti: 'Güzel siirler yazdiginizi söyledi bana Pasa Hazretleri.Mevzulu siirler mi bunlar?'

Cevap verdim: 'Umumiyetle öyleler...'
'Umumiyetle yetmez! Su siralar yalniz mevzulu siirler yazmalisiniz.
Memleketin buna ihtiyaci var...' Sohbetimiz tahminimden daha güzel
bir mecraya girmeye baslamis, heyecanim da biraz yatismisti. Ona -en
azindan- bir siirimi okumaya kararliydim hemen oracikta. Içimden,
'hangisini okusam acaba?' diye geçirmeye baslamistim bile. 'Ismail
Fazil Pasa'nin yakini olmanin bize sagladigi fevkalade imkâni akkilica
kullanmaliyiz!..' diye düsünürken, sivil bir görevli yaklasarak basiyla selamladigi Mustafa Kemal'e bir kâgit uzatti. Londra Konferansi öncesi Meclis'te heyecanli tartismalarin yasandigi günlerdi. Herhalde, önemli ve acil bir haber olmaliydi bu. Pasa, nazik bir gülümsemeyle ayrilmak zorunda oldugunu belli etti. Ismail Fazil Pasa'ya '...Tekrar görüselim, Pasa Hazretleri' dedi.

' Sair gençlerden desteginizi esirgemeyiniz lütfen!..'

Mustafa Kemal'le aramdaki bu ilk ve son konusma böylece, tam da samimi
bir sohbete dönüsürken noktalanivermisti... Büyük bir üzüntü ile Vâlâ'ya usulca 'Bizdeki sansa bak!' dedigimi hatirliyorum.''
 
Paylaşım için çok teşekkürler.
 
Back
Yukarı