Şair Erik Stinus Şiirleri

berduş

Özel Üye
Özel Üye
Katılım
2 Nisan 2008
Mesajlar
2.603
Tepki puanı
200
Puanları
113
Yaş
39
Tuttuğu Takım
GALATASARAY
Erik Stinus Şiirleri - Şair Erik Stinus Şiirleri - Erik Stinus Şiir

Kaptan

Söyleyebildiğimce açık
söylüyorum işte: hiçbir şey yok
görünürde. Gözlerim
bu dürbünün içinde
boncuklar gibi yuvarlanmakta.
Aya bile varmadık daha,
en yakın yıldızlarsa
Allah bilir ne uzakta.

Erik Stinus
 
Göçmen Kuşlar İlk Yaz
Kadınsın sen
Göğsünde fundalık çiçekleri
Alnında, yeni açmış çiçeklerden bir sis.
Rüzgardan bir ata binmiş de
uçuyorsun unutulmuş ülkeme doğru
bir başkasının boynuna dolanmış kolun
Oynaşım
yolculuğu yurt etmişsin kendine.
Öpüşlerin bir yara, bir dans
arp eşliğinde
kiliseli tepelerde şeytanın çaldığı

ve uzun zaman titreyen kara toprak
evrende kimsesiz bir evin önünden
geçip gittikten sonra atlı ordular.

Erik Stinus

Kimin Suçu?

Sağlığımız bozuldu, diyoruz,
güzel günler geçip gitti.
Ölüm mangalarının suçu değil bu,
burada öyleleri.
Yetişmenin suçu, diyor kimi;
değişen havanın suçu,
diyor komşum,
romatizma ağrılarım söylüyor bunu;
senin suçun, onun suçu, başkalarının suçu,
her şey suçluluk duygusunun suçu,
diyor mutlu suçsuzlar.
Yahudilerin, Arapların, göçmenlerin,
uzaklarda yaşayan sabırsız bir halkın
ve elbette kızılların
suçu oluyor sonunda,
her şeyin kızıl
ak ya da kara
olmaması.

Yanıt kesin değilse,
suçu soranda aramalı...

Erik Stinus

 
Şili Onbeşinci Kışında

Düşlerimizi çiziyoruz duvarlara.
Hiç acelemiz yok - gün ışığında:
bütün renkler haklarını almalı,
bütünüyle yazılmalı şiir, her sözcüğüyle
başlangıçtan geleceğe kadar;
nasıl ki mutfaktaki soğan, patates,
fasulye ve ekmeğin gücü ve tadı,
bölgedeki en karanlık köçelerden
bir araya getirecektir çocukları;
o kadar acı çektirmesin diye
kurdukları düşler,
biraz ısınsınlar diye ateşin yanında
ve ilk şeftalinin çiçek açtığı,
küstümotlarının
çekinmeden güneşi yansıttıkları gün
koşarlarken sokaklarda,
bahçelerde, tarlalarda
artık kimse yenemesin diye onları.

Erik Stinus



Vızıldayan Sinek

Dünya küçüldü, ben
nerdeyse kıpırdayamaz oldum,
diyorum ki karıma: Kendimi
hem Avrupalı hem Amerikalı gibi
duyumsuyorum aynı anda,
yüksek basınç denebilir buna,
kanım, etim ve insanlığımın ağırlığı,
kocaman bir ağırlık kafamın üzerinde.
Ve
mor yüksükleri, lastik emzikler gibi,
pencereye yapışmış saksı bitkisine
diyorum ki yabancı bir sesle:
Öp dünyayı, gökyüzünü, ışığı,
bu nimetler tüketilmeden önce.
yaşamak için, birazcık olsun
gergin olmalı insan,
gevşeklik etme!

Erik Stinus
 
Back
Yukarı