karakaya058
Üye
- Katılım
- 19 Ekim 2009
- Mesajlar
- 26
- Tepki puanı
- 53
- Puanları
- 13
- Bulunduğu Yer
- İstanbul
- Tuttuğu Takım
- FENERBAHÇE
Siz..
Yanılgılarımın sonunda bittiğim bir başlangıçtan ibaretsiniz bende. Ya da doğrusunu söylemek gerekirse, kısa hayatımın en uzun boşluğu oldunuz. Galiba en doğru yanlışım, en yakın bildiğim uzağım ve başlangıcı olmayan bir son'dunuz. Kalıntısı kalmasını istemediniz, ne aşkın, ne sevdanın. Benden yana ne varsa boş bildiniz. Oysa sizin içindi tüm aşklar, size birikmişti duygular. Ve başrolü olduğum umutsuz düşler dramasında bir kahramandınız benim için. Kara kış ömrüme güneş olmanızı beklerken, hayatıma atılan son nokta oldunuz, devamına bir nokta umut bile olmadan. Ve siz ; yalnızlığımda düşlerinizi yar bidiğim için, sizi size göre içi boş bir hayalde meşgul ettiğim için, beni affedebilir misiniz...
Çok mu geldiniz acaba yok bildiğiniz yüreğime. Olmaz olası birkaç cümleyi sunduğumdan beri, boşlukmuydu size anımsattığım sadece. Seni seviyorumu beklediğiniz soluk değil miydim; ki yedi harflik bir bitişe layık gördünüz beni. Kırılmasın hisleriniz. Siz iyisi boşverin beni, boşverin. Yaşayın hayatınızı ,ben hiç olmamışım gibi, bildiğiniz gibi. Acıtmasın içinizi, içimin acılara kelam hali. Görmeyin, işine geleni alın önünüze. Ve siz ; varlığınıza ağır gelen varlığımı yokluğunuzda hiç ettiğim için, gözlerinizden hüzünler aldığım için, olmadığım yüreğinizde kendimi var saydığım için ve ömrüme ömür bildiğim gözlerinizi hayatıma son nokta ettiğim için, beni affedebilir misiniz ?
Geri dönüşsüz bir yola çıktı yolum. Kendimi sizde bulmaya çalışırken galiba hepten kayboldum. Her tarafında ayrılığın derin hüznü. Önceleri zorlansam da bu yolda yol almaktan, ayağıma takılsa da sizden kalanlar, alıştım. Yalpalayarak geçtim gönlünüzden, varlığımı bile hissetiremeden. Hisleriniz mi görmedi yoksa ben mi küçük kaldım beklentilerinizden. Aklıma takılan sorulara cevapsız kaldım. Olsun, en azından bir yarayı daha kapattım. Kan kaybına yenik verdiğim düşlerimi, tam bir kaybedilişe ittiğim yüreğimi ve sizi. Her kayboluşumda kendimi sizde sandığım için, gönlümü sizin ateşinizle yaktığım için ve "hiç"liğimi bilmeden size kendimi sunmaya çalıştığım için. Siz ; beni affedebilir misiniz ?
Artık mahlasıma birde "hiç" lik ekliyorum. Yokluğum vardı sizde, şimdi kendimden de kayboluyorum. Gördüğüm bütün rüyalar, yaşadığım acı hüsranlar ve sizden kalanlar.Ceplerime sığmıyor ve yüreğim taşıyamıyor hepsini. Giderken yürüdüğüm yollara serpiştiriyorum sahte sevinçleri, sizden geriye bir kendimi alıyorum, bir de yüreğimi. Acılarım zulamda, onları saklıyorum. Sizden sonra varlığımı hissedersem yeniden, yokluğu anımsamak için kanatırım kendimi ; ki bir yokluğu lâyık gördüğünüz beden boğulmasın varlık deryasında, haddini bilsin. Bilsin ki tekrardan bir aşk daha iliştirmesin sol yanına. Çünkü siz "var"lığı ve "yok"luğu aynı anda yaşattığınız bu bedende, her duayı bir umutsuzluğa çevirdiniz. Ve siz ; varlığınıza adanmış olanı kendinizde bir "hiç"e saydığınız için ve kalbimdeki "sen"e çoğul katıp varlığınızı bende "siz" ettiğiniz için, geleceğimden habersiz geleceğinizde kendimide yanınızda gördüğüm için ve içimdeki boşluğun en derininde sizi gizlediğim için. Siz ; beni affedebilir misiniz...
Ahmet KARAKAYA
Yanılgılarımın sonunda bittiğim bir başlangıçtan ibaretsiniz bende. Ya da doğrusunu söylemek gerekirse, kısa hayatımın en uzun boşluğu oldunuz. Galiba en doğru yanlışım, en yakın bildiğim uzağım ve başlangıcı olmayan bir son'dunuz. Kalıntısı kalmasını istemediniz, ne aşkın, ne sevdanın. Benden yana ne varsa boş bildiniz. Oysa sizin içindi tüm aşklar, size birikmişti duygular. Ve başrolü olduğum umutsuz düşler dramasında bir kahramandınız benim için. Kara kış ömrüme güneş olmanızı beklerken, hayatıma atılan son nokta oldunuz, devamına bir nokta umut bile olmadan. Ve siz ; yalnızlığımda düşlerinizi yar bidiğim için, sizi size göre içi boş bir hayalde meşgul ettiğim için, beni affedebilir misiniz...
Çok mu geldiniz acaba yok bildiğiniz yüreğime. Olmaz olası birkaç cümleyi sunduğumdan beri, boşlukmuydu size anımsattığım sadece. Seni seviyorumu beklediğiniz soluk değil miydim; ki yedi harflik bir bitişe layık gördünüz beni. Kırılmasın hisleriniz. Siz iyisi boşverin beni, boşverin. Yaşayın hayatınızı ,ben hiç olmamışım gibi, bildiğiniz gibi. Acıtmasın içinizi, içimin acılara kelam hali. Görmeyin, işine geleni alın önünüze. Ve siz ; varlığınıza ağır gelen varlığımı yokluğunuzda hiç ettiğim için, gözlerinizden hüzünler aldığım için, olmadığım yüreğinizde kendimi var saydığım için ve ömrüme ömür bildiğim gözlerinizi hayatıma son nokta ettiğim için, beni affedebilir misiniz ?
Geri dönüşsüz bir yola çıktı yolum. Kendimi sizde bulmaya çalışırken galiba hepten kayboldum. Her tarafında ayrılığın derin hüznü. Önceleri zorlansam da bu yolda yol almaktan, ayağıma takılsa da sizden kalanlar, alıştım. Yalpalayarak geçtim gönlünüzden, varlığımı bile hissetiremeden. Hisleriniz mi görmedi yoksa ben mi küçük kaldım beklentilerinizden. Aklıma takılan sorulara cevapsız kaldım. Olsun, en azından bir yarayı daha kapattım. Kan kaybına yenik verdiğim düşlerimi, tam bir kaybedilişe ittiğim yüreğimi ve sizi. Her kayboluşumda kendimi sizde sandığım için, gönlümü sizin ateşinizle yaktığım için ve "hiç"liğimi bilmeden size kendimi sunmaya çalıştığım için. Siz ; beni affedebilir misiniz ?
Artık mahlasıma birde "hiç" lik ekliyorum. Yokluğum vardı sizde, şimdi kendimden de kayboluyorum. Gördüğüm bütün rüyalar, yaşadığım acı hüsranlar ve sizden kalanlar.Ceplerime sığmıyor ve yüreğim taşıyamıyor hepsini. Giderken yürüdüğüm yollara serpiştiriyorum sahte sevinçleri, sizden geriye bir kendimi alıyorum, bir de yüreğimi. Acılarım zulamda, onları saklıyorum. Sizden sonra varlığımı hissedersem yeniden, yokluğu anımsamak için kanatırım kendimi ; ki bir yokluğu lâyık gördüğünüz beden boğulmasın varlık deryasında, haddini bilsin. Bilsin ki tekrardan bir aşk daha iliştirmesin sol yanına. Çünkü siz "var"lığı ve "yok"luğu aynı anda yaşattığınız bu bedende, her duayı bir umutsuzluğa çevirdiniz. Ve siz ; varlığınıza adanmış olanı kendinizde bir "hiç"e saydığınız için ve kalbimdeki "sen"e çoğul katıp varlığınızı bende "siz" ettiğiniz için, geleceğimden habersiz geleceğinizde kendimide yanınızda gördüğüm için ve içimdeki boşluğun en derininde sizi gizlediğim için. Siz ; beni affedebilir misiniz...
Ahmet KARAKAYA