hürrem sultan
Demirbaşlardan
- Katılım
- 25 Ağustos 2008
- Mesajlar
- 1.704
- Tepki puanı
- 754
- Puanları
- 113
"Gördüğün her aynayı boya, ve aynada yüzünü yok et."
'Yola çıkmak' deyince, her yol bir evden başlar ya, gezginin aklına da babaevi gelmiş kör bilicinin arkasından bakarken… /s. 7
Çocuğa bir daha baktı… Pencerenin arkasında, gölgesiz bir ışığın altında saçlarını tarıyordu. Yaşının kaygısızlığıyla hayatının ağırlığı arasında bir sarkaç gidip geliyordu sanki. Karşısında, evyesine kirli bardakları bıraktığı musluğun üstünde, bir ayna olmalıydı. Sırları çoktan dökülmüştür diye düşündü Yakup. Gülümsediğini sandı… /s. 18
tepeden tırnağa siyahlar giyinmiş bir adam kocaman bir aynanın önünü süpürüyordu. Süpürgesi kendi boyu kadar vardı… Aynada kendine bakıyor gibi yavaş yavaş süpürüyordu. /s. 22
Annem hayatını hükümsüz kılarak ölümü de hükümsüz kıldı. /s. 32
Ve geçmişle geleceği barıştırmazsın; onu da bilirim. /s. 39
annesinin, babasının hayatı nerede, hangi noktada bıraktığını anlamaya çalışırken anne-baba olmayı bırak bir kardeş olmanın bile yanlış olduğunu duyumsuyor… /s. 64
Aynalarda hep soğuk, hep uzak bakıyor kendine; kocasının bakışlarıyla, babasının bakışlarıyla, galiba en çok da annesinin… /s. 70
'Yasaksız bir dünyada yaşamasak yasaksız yaşayamazdık,' diye yazmıştı. Aynadaki yansısıyla göz göze gelmeden önce… /s. 78
Ama bu öyküde ilk kez öldürmek istiyor; hem de öldürmek istediği, aynadaki yansısı… /s. 79
Ve de pencere: “Penceremden, yağan yağmura karışan külleri seyrediyorum. /s. 84
…holde iki kapı arasında, kocaman bir ayna, aynada büyük kanatlı kuşlar uçuyor çepeçevre… /s.133
Baktığımda pencereden görüyorum: Yağmur rengine bürünüyorsun… /s. 138
Ne zamandır hatırlamıyorum, perdeleri kapatmaya başladım. Sırf geceyi görmemek için. /s.153
Yol Işıkları
Nalan Barbarosoğlu
'Yola çıkmak' deyince, her yol bir evden başlar ya, gezginin aklına da babaevi gelmiş kör bilicinin arkasından bakarken… /s. 7
Çocuğa bir daha baktı… Pencerenin arkasında, gölgesiz bir ışığın altında saçlarını tarıyordu. Yaşının kaygısızlığıyla hayatının ağırlığı arasında bir sarkaç gidip geliyordu sanki. Karşısında, evyesine kirli bardakları bıraktığı musluğun üstünde, bir ayna olmalıydı. Sırları çoktan dökülmüştür diye düşündü Yakup. Gülümsediğini sandı… /s. 18
tepeden tırnağa siyahlar giyinmiş bir adam kocaman bir aynanın önünü süpürüyordu. Süpürgesi kendi boyu kadar vardı… Aynada kendine bakıyor gibi yavaş yavaş süpürüyordu. /s. 22
Annem hayatını hükümsüz kılarak ölümü de hükümsüz kıldı. /s. 32
Ve geçmişle geleceği barıştırmazsın; onu da bilirim. /s. 39
annesinin, babasının hayatı nerede, hangi noktada bıraktığını anlamaya çalışırken anne-baba olmayı bırak bir kardeş olmanın bile yanlış olduğunu duyumsuyor… /s. 64
Aynalarda hep soğuk, hep uzak bakıyor kendine; kocasının bakışlarıyla, babasının bakışlarıyla, galiba en çok da annesinin… /s. 70
'Yasaksız bir dünyada yaşamasak yasaksız yaşayamazdık,' diye yazmıştı. Aynadaki yansısıyla göz göze gelmeden önce… /s. 78
Ama bu öyküde ilk kez öldürmek istiyor; hem de öldürmek istediği, aynadaki yansısı… /s. 79
Ve de pencere: “Penceremden, yağan yağmura karışan külleri seyrediyorum. /s. 84
…holde iki kapı arasında, kocaman bir ayna, aynada büyük kanatlı kuşlar uçuyor çepeçevre… /s.133
Baktığımda pencereden görüyorum: Yağmur rengine bürünüyorsun… /s. 138
Ne zamandır hatırlamıyorum, perdeleri kapatmaya başladım. Sırf geceyi görmemek için. /s.153
Yol Işıkları
Nalan Barbarosoğlu