- Katılım
- 3 Eylül 2008
- Mesajlar
- 134
- Tepki puanı
- 160
- Puanları
- 43
- Yaş
- 33
- Tuttuğu Takım
5 Ekim: Bugün var edildim. Buradayım. Varım. Müthiş bir duygu bu. Var olduğumu henüz annem ve babam
bilmiyor.
Bir elma çekirdeğinden bile küçüğüm. Ama ne de olsa, ben benim. Varım ya! Bu bana yetiyor. Henüz
bedenim belli belirsiz, yüzüm yok ama, varlığımı ve benliğimi hissedebiliyorum. Bir kız olacağım ve
baharda çiçekleri seveceğim.
19 Ekim: Biraz büyüdüm. Kımıldamam mümkün değil. Annem henüz farkında değil ama onun kanıyla
besleniyorum. Kalbini dolaşıp gelen sımsıcak kan bana geliyor. Beni sevecek bir kalbin kıpırtılarını
şimdiden hissediyorum. Annem beni çok sevecek. Annem için güzel bir sürpriz olacağım.
23 Ekim: Hiç göremediğim bir el ağzımı biçimlendirmeye başladı. Dudaklarımda onun dokunuşunu
hissediyorum. Bu "el"in dokunduğu yerler dudağım damağım oluyor. Düşünün bir yıl sonra bu elin
dokunduğu yerde tebessümler açacak, güleceğim. Dudağımdan ve dilimden sözler dökülecek. Herhalde
önce "Anne!" diyeceğim. Anne duyuyor musun beni? Seninle konuşacağım. Sana güleceğim. Kimilerine
göre hâlâ daha var değilmişim… Nasıl olur? Varım ve gülücükler sunacak dudaklarım da olmak üzere ya…
Hem sonra bir ekmek kırıntısı ne kadar küçük olursa olsun yine ekmektir. Öyle değil mi anneciğim? Ah
bir konuşabilsem!
27 Ekim: Bugün pek mutluyum. İçimde tatlı bir kıpırtı başladı. Artık bir kalbim var. Kalbim atmaya
başladı. Hayatım boyunca böyle atıp duracak. Sevgilerle dolduracağım kalbimi. Tıpkı anneminki
gibi... Annem bedeninde iki kalbin birden atmaya başladığını bilseydi ne kadar sevinirdi! Duyuyor
musun anne?
2 Kasım: Her gün biraz daha büyüyorum. Kollarım ve bacaklarım da biçimlenmeye başladı. Hele bir
büyüsün kollarım bak nasıl kucaklayacağım seni anneciğim. Şu ayaklarım da tamamlansın da, beraber
çiçekli bahçemizde yürürüz. Belki birlikte okula gideriz.
12 Kasım: Ah evet… Bunlar, bunlar ne kadar sevimli ve küçük şeyler. Aman Allah'ım parmaklarım da
çıkmaya başladı. Bunlarla çiçek toplayacağım, annemin elini tutacağım, kalem tutacağım. Belki de
güzel bir şiir yazacağım. Anneciğim, orada mısın? Ellerimi ellerinin arasına koymak için
sabırsızlanıyorum.
20 Kasım: Oh, nihayet.. Annem doktora gitti. Burada olduğumu öğrendi.. Yaşasın! Doktor teyze özel
bir cihazla gördü beni. Ultrason diyorlarmış. Resmimi bile çekti. Sevinmiyor musun anneciğim? Seneye
kalmaz kollarının arasında olacağım…
25 Kasım: Artık babam da burada olduğumu biliyor. Fakat henüz kız olduğumun farkında değiller.
Onlara sürpriz yapacağım..
10 Aralık: Bugün yüzüm tamamlandı. Artık iki güzel gözüm, bir küçük burnum, dudaklarım ve yanağım
var… Anneme benziyorum galiba…
13 Aralık: Artık çevreme bakabiliyorum. Etrafım çok karanlık ama olsun. Yine de mutluyum. Yaşıyorum
ve varım. Kısa bir süre sonra gün ışığını görebileceğim, renkleri ve çiçekleri tanıyacağım. Rüyamda
gördüm. Dünyada gökkuşağı diye bir şey varmış.. Onu çok merak ediyorum.. Anneciğim, babacığım sizin
yüzünüzü de göreceğim. Tanışacağız…. Mutlu olacağız. Gülüşeceğiz..
24 Aralık: Kulaklarım daha iyi duyuyor artık. Anneciğim, senin kalbinin seslerini duyuyorum. Benim
kalbimin atışlarını da sen duyabiliyor musun? Hatta sesini bile tanıyabiliyorum. Sesin ne kadar
tatlı… Hiç duymadığım bir şey bu… Güzel ve sağlıklı bir kız olacağım. Kollarında uyuyacağım, yüzüne
bakacağım, o tatlı sesini dinleyeceğim. Benim için ninni de söyleyecek misin anneciğim? Sen de beni
özlüyorsundur mutlaka… Beni koklayacaksın.. Çok seveceksin, değil mi?
28 Aralık: Anne burada bir şeyler oluyor. Doktor abla neden mutsuz bakıyor böyle... Sen acı çekiyor
gibisin. Kalp seslerin değişti... Sustun. Benimle niye konuşmuyorsun anne? Anne… Anne… Anneciğim…
Yüzümde soğuk bir şey hissediyorum. Anne, yüzümü parçalıyorlar... Anne bir şeyler yap… Anne… Kolumu
çekiyorlar anne… Canım yanıyor anne... Anne… Ayaklarımı parçalıyor bu şey anne... Beni sana bağlayan
damarı kopardılar anne… Anne kalbimi parçalıyorlar… Anneciğim… Anne… Anne… An…
Ah! Kürtajınız tamamlandı hanımefendi. Geçmiş olsun !...
bilmiyor.
Bir elma çekirdeğinden bile küçüğüm. Ama ne de olsa, ben benim. Varım ya! Bu bana yetiyor. Henüz
bedenim belli belirsiz, yüzüm yok ama, varlığımı ve benliğimi hissedebiliyorum. Bir kız olacağım ve
baharda çiçekleri seveceğim.
19 Ekim: Biraz büyüdüm. Kımıldamam mümkün değil. Annem henüz farkında değil ama onun kanıyla
besleniyorum. Kalbini dolaşıp gelen sımsıcak kan bana geliyor. Beni sevecek bir kalbin kıpırtılarını
şimdiden hissediyorum. Annem beni çok sevecek. Annem için güzel bir sürpriz olacağım.
23 Ekim: Hiç göremediğim bir el ağzımı biçimlendirmeye başladı. Dudaklarımda onun dokunuşunu
hissediyorum. Bu "el"in dokunduğu yerler dudağım damağım oluyor. Düşünün bir yıl sonra bu elin
dokunduğu yerde tebessümler açacak, güleceğim. Dudağımdan ve dilimden sözler dökülecek. Herhalde
önce "Anne!" diyeceğim. Anne duyuyor musun beni? Seninle konuşacağım. Sana güleceğim. Kimilerine
göre hâlâ daha var değilmişim… Nasıl olur? Varım ve gülücükler sunacak dudaklarım da olmak üzere ya…
Hem sonra bir ekmek kırıntısı ne kadar küçük olursa olsun yine ekmektir. Öyle değil mi anneciğim? Ah
bir konuşabilsem!
27 Ekim: Bugün pek mutluyum. İçimde tatlı bir kıpırtı başladı. Artık bir kalbim var. Kalbim atmaya
başladı. Hayatım boyunca böyle atıp duracak. Sevgilerle dolduracağım kalbimi. Tıpkı anneminki
gibi... Annem bedeninde iki kalbin birden atmaya başladığını bilseydi ne kadar sevinirdi! Duyuyor
musun anne?
2 Kasım: Her gün biraz daha büyüyorum. Kollarım ve bacaklarım da biçimlenmeye başladı. Hele bir
büyüsün kollarım bak nasıl kucaklayacağım seni anneciğim. Şu ayaklarım da tamamlansın da, beraber
çiçekli bahçemizde yürürüz. Belki birlikte okula gideriz.
12 Kasım: Ah evet… Bunlar, bunlar ne kadar sevimli ve küçük şeyler. Aman Allah'ım parmaklarım da
çıkmaya başladı. Bunlarla çiçek toplayacağım, annemin elini tutacağım, kalem tutacağım. Belki de
güzel bir şiir yazacağım. Anneciğim, orada mısın? Ellerimi ellerinin arasına koymak için
sabırsızlanıyorum.
20 Kasım: Oh, nihayet.. Annem doktora gitti. Burada olduğumu öğrendi.. Yaşasın! Doktor teyze özel
bir cihazla gördü beni. Ultrason diyorlarmış. Resmimi bile çekti. Sevinmiyor musun anneciğim? Seneye
kalmaz kollarının arasında olacağım…
25 Kasım: Artık babam da burada olduğumu biliyor. Fakat henüz kız olduğumun farkında değiller.
Onlara sürpriz yapacağım..
10 Aralık: Bugün yüzüm tamamlandı. Artık iki güzel gözüm, bir küçük burnum, dudaklarım ve yanağım
var… Anneme benziyorum galiba…
13 Aralık: Artık çevreme bakabiliyorum. Etrafım çok karanlık ama olsun. Yine de mutluyum. Yaşıyorum
ve varım. Kısa bir süre sonra gün ışığını görebileceğim, renkleri ve çiçekleri tanıyacağım. Rüyamda
gördüm. Dünyada gökkuşağı diye bir şey varmış.. Onu çok merak ediyorum.. Anneciğim, babacığım sizin
yüzünüzü de göreceğim. Tanışacağız…. Mutlu olacağız. Gülüşeceğiz..
24 Aralık: Kulaklarım daha iyi duyuyor artık. Anneciğim, senin kalbinin seslerini duyuyorum. Benim
kalbimin atışlarını da sen duyabiliyor musun? Hatta sesini bile tanıyabiliyorum. Sesin ne kadar
tatlı… Hiç duymadığım bir şey bu… Güzel ve sağlıklı bir kız olacağım. Kollarında uyuyacağım, yüzüne
bakacağım, o tatlı sesini dinleyeceğim. Benim için ninni de söyleyecek misin anneciğim? Sen de beni
özlüyorsundur mutlaka… Beni koklayacaksın.. Çok seveceksin, değil mi?
28 Aralık: Anne burada bir şeyler oluyor. Doktor abla neden mutsuz bakıyor böyle... Sen acı çekiyor
gibisin. Kalp seslerin değişti... Sustun. Benimle niye konuşmuyorsun anne? Anne… Anne… Anneciğim…
Yüzümde soğuk bir şey hissediyorum. Anne, yüzümü parçalıyorlar... Anne bir şeyler yap… Anne… Kolumu
çekiyorlar anne… Canım yanıyor anne... Anne… Ayaklarımı parçalıyor bu şey anne... Beni sana bağlayan
damarı kopardılar anne… Anne kalbimi parçalıyorlar… Anneciğim… Anne… Anne… An…
Ah! Kürtajınız tamamlandı hanımefendi. Geçmiş olsun !...